YAPAKÇI harflerinden oluşan 49 kelime bulunuyor. YAPAKÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yapakçı kelimesinin anlamı nedir? Yapakçı ile başlayan kelimeler. İçinde yapakçı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
YAPAKÇI17
6 Harfli Kelimeler
APAÇIK14, AYAKÇI12
5 Harfli Kelimeler
ÇAPAK12, KAYIP12, YAPIK12, YAPAK11, KAYAÇ10
4 Harfli Kelimeler
ÇIPA12, AYIP11, ÇAPA11, PAÇA11, YAPI11, AYÇA9, KAPI9, APAK8, AÇIK8, AÇKI8, ÇAKI8, KAÇI8, AYIK7, AKAÇ7, AKÇA7, KAÇA7, KIYA7, KAYI7, YAKI7, AYAK6
Tümünü Gör
3 Harfli Kelimeler
ÇAP10, PAY9, ÇAY8, AÇI7, KAP7, KIÇ7, PAK7, AYI6, ÇAK6, KAÇ6, AYA5, KAY5, YAK5, AKI4, AKA3
2 Harfli Kelimeler
AÇ5, AY4, YA4, AK2
AK
[isim]
-
Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
[sıfat] [mecaz]
[sıfat] [mecaz]
[sıfat] [mecaz]
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AKA
[isim] [halk ağzında]
AKI
[isim] [fizik]
-
Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan
Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı
AY
[ünlem]
[isim]
-
Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
- ay aydın, hesap belli
- ay gibi
- ay harmanlanmak
- ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
- ayı görmeden bayram etme
- ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez
Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları
[isim] [gök bilimi]
-
Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh
Birleşik Kelimeler: Ay tutulması
YA
(Kelime Kökeni: Arapça yā)
[ünlem]
-
`Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü
Yürü ya mübarek!
[edat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ya Allah
- ya Rabbi (veya Rab)
- ya sabır
- ya sabır çekmek
- ya ya ya şa şa şa
Birleşik Kelimeler: yalelli
[bağlaç]
-
Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz
Ya, bu adam kim?
Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya
AYA
[isim]
-
Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
[bitki bilimi]
-
Yaprakların düz ve parlak bölümü
Birleşik Kelimeler: el ayası, köpekayası, yaprak ayası
KAY
[isim]
[isim] [eskimiş]
YAK
(Kelime Kökeni: Tibetçe)
[isim] [hayvan bilimi]
-
Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun bir tür öküz, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)
AÇ
[sıfat]
[mecaz]
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
[mecaz]
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
AYAK
[isim] [anatomi]
-
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
[halk ağzında]
-
Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
[coğrafya]
[edebiyat]
-
Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
[edebiyat]
[matematik]
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
[spor]
-
Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
[spor]
-
Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
[madencilik]
-
Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
AYI
[isim] [hayvan bilimi]
-
Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos)
[ünlem]
-
Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayı gibi
- ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne
- ayı sevdiği yavrusunu hırpalar
- ayıya kaval çalmak
- ayı yavrusu ile oynuyor
- ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış
- ayıyı vurmadan postunu satmak
Birleşik Kelimeler: ayıbacağı, ayı balığı, ayıboğan, ayı gülü, ayıkulağı, ayı üzümü, ayı yürüyüşü, bozayı, cicimayı, Büyükayı, Küçükayı, dağ ayısı, denizayısı, marsıvan ayısı
ÇAK
(Kelime Kökeni: Farsça çāk)
[sıfat] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
KAÇ
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaç baharın yoğurdunu yemek
- kaç para eder?
- kaç paralık (adam veya şey)
- kaç parça olayım!
- kaç zamandır
Birleşik Kelimeler: kaç kaç, kaça kaç, kaçın kurası
AYIK
[sıfat]
[zarf]
-
Sarhoşluğu geçmiş bir biçimde
AKAÇ
[isim]
-
Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç