YANSITMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



YANSITMAK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli YANSITMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YASMIK11, AYIKMA10, AYAKSI10, MANYAS10, SAYMAN10, SAYMAK10, YIKAMA10, YASMAK10, YASTIK10, AMYANT9, MANYAT9, MANYAK9, SINMAK9, SINAMA9, YANMAK9, YATMAK9, YATKIN9, AKITMA8, KINAMA8, KAYTAN8, MAKSAT8, MANTIK8, SINAAT8, SATMAK8, SANMAK8, TINMAK8, TIKAMA8, TANSIK8, TANIMA8, KATMAN7, NATIKA7


KATMAN


[isim]
  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka
[jeoloji]
  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka
[toplum bilimi]
  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman


NATIKA (Kelime Kökeni: Arapça nāṭiḳa)


[isim] [eskimiş]
  • Düşünüp söyleme yeteneği

AKITMA


[isim]
  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

[halk ağzında]
  • Enli bilezik

KINAMA


[isim]
  • Kınamak işi, ayıplama, takbih

Birleşik Kelimeler: kınama cezası


KAYTAN


[isim]
  • Pamuk veya ipekten sicim

    Nefise, titreyerek bir küçük torbaya benzeyen bu atlas kesenin kaytanını çözdü, ağzını açtı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[denizcilik]
  • Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat

Birleşik Kelimeler: kaytan bıyık


MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)


[isim]
  • İstenilen şey, amaç, gaye, erek

    Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maksat gütmek
  • maksat hasıl olmak
  • maksat muhabbet olsun


MANTIK (Kelime Kökeni: Arapça manṭiḳ)


[isim]
  • Doğru düşünme sanatı ve bilimi

    Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada. - Necati Cumalı

[felsefe]
  • Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi, lojik

Birleşik Kelimeler: mantık dışı, mantık öncesi, modern mantık, simgesel mantık


SINAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿat)


[isim] [eskimiş]
  • Zanaat

SATMAK


[-i]
  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz] [mecaz]
  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
[mecaz]
  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
[mecaz]
  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek
[argo]
  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar


SANMAK


[nesnesiz]
  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: varsanı


TINMAK


[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • Ses çıkarmak

Birleşik Kelimeler: tınmaz melaike


TIKAMA


[isim]
  • Tıkamak işi

    Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi. - İhsan Oktay Anar


TANSIK


[isim] [eskimiş]
  • İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize

    Bir gün Oğuz Atay'ın bir tansık gibi edebiyatımızdan geçtiğini kavrayacağız. - Selim İleri


TANIMA


[isim]
  • Tanımak işi

    Hocayı tam olarak tanıması, bilmesi gerektiğini sanıyordu. - Tarık Buğra


AMYANT (Kelime Kökeni: Fransızca amiante)


[isim] [kimya]
  • Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş bir ak asbest türü