YAKINSAMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



YAKINSAMAK harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli YAKINSAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YASMIK11, AYIKMA10, AYAKSI10, AMASYA10, KIYMAK10, MANYAS10, SAYMAN10, SAYMAK10, YIKMAK10, YIKAMA10, YASAMA10, YASMAK10, AKASYA9, KISMAK9, KAYMAK9, MANYAK9, SINMAK9, SINAMA9, SIKMAK9, YANMAK9, YAKMAK9, AKASMA8, AKYAKA8, AKSAMA8, KANYAK8, KAKIMA8, KINAMA8, KASMAK8, KAYNAK8, SANMAK8, KANMAK7, KANAMA7, KASNAK7


KANMAK


[-e]
  • Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak

KANAMA


[isim]
  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması


KASNAK


[isim]
  • Enli çember
[mimarlık]
  • Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri
[mimarlık]
  • Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember
[spor]
  • Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü
[teknik]
  • Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasnak işlemek

Birleşik Kelimeler: paça kasnak


AKASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

AKYAKA


[isim]
  • Kars iline bağlı ilçelerden biri

AKSAMA


[isim]
  • Aksamak işi

    Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde. - Yusuf Ziya Ortaç


KANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)


[isim]
  • Konyak

KAKIMA


[isim]
  • Kakımak işi

KINAMA


[isim]
  • Kınamak işi, ayıplama, takbih

Birleşik Kelimeler: kınama cezası


KASMAK


[-i]
  • Kasları gergin duruma getirmek
[mecaz]
  • Baskısı altında tutmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasıp kavurmak

Birleşik Kelimeler: kasım kasım


KAYNAK


[isim]
  • Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz

    Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi
[fizik]
  • Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer

    Işık kaynağı.

    Isı kaynağı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaynağını (bir şeyden) almak
  • kaynak yapmak

Birleşik Kelimeler: kaynakhane, kaynak kişi, kaynak korozyonu, kaynak makinesi, kaynak suyu, öz kaynak, bağımlı akım kaynağı, buzul kaynağı, elektrik kaynağı, enerji kaynağı, gelir kaynağı, güç kaynağı, haber kaynağı, ilham kaynağı, kesintisiz güç kaynağı, yer altı kaynakları


SANMAK


[nesnesiz]
  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: varsanı


AKASYA (Kelime Kökeni: Fransızca acacia)


[isim] [bitki bilimi]
  • Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok türü yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)

    Akasyaların salkım salkım çiçek açacakları tutmuş. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: gümüşi akasya, yalancı akasya, zamk akasyası


KISMAK


[-i]
  • Sesi azaltmak, alçaltmak

    Radyoyu biraz kısar mısın?

[-den] [mecaz]
  • Masraf, harcama vb.ni azaltmak

    Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs - Behçet Necatigil

[mecaz]
  • Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
[halk ağzında]
  • Pintilik etmek

KAYMAK


[isim]
  • Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
[mecaz]
  • Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaymağını almak (veya yemek)
  • kaymağı seven mandayı yanında taşır
  • kaymak bağlamak (veya tutmak)
  • kaymak gibi

Birleşik Kelimeler: kaymakaltı, kaymak kâğıdı, kaymak tabakası, kaymak takımı, kaymak taşı, Afyon kaymağı, kireç kaymağı, nişadır kaymağı

[nesnesiz]
  • Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek

    Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]
  • Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
[argo]
  • Cinsel ilişkide bulunmak

Birleşik Kelimeler: kaykaç, kaykay, sinekkaydı