Yakı ile Başlayan Kelimeler



YAKI ile başlayan 37 kelime bulunuyor. Başında YAKI olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yakı kelimesinin anlamı nedir? İçinde yakı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

YAKINLAŞTIRMAK22

13 Harfli Kelimeler

YAKIŞIKSIZLIK26, YAKINLAŞTIRMA21

12 Harfli Kelimeler

YAKIŞTIRMACA23, YAKIŞIKLILIK21

11 Harfli Kelimeler

YAKIŞTIRMAK19, YAKINLAŞMAK18, YAKINSAKLIK16

10 Harfli Kelimeler

YAKIŞIKSIZ22, YAKIŞTIRMA18, YAKINLAŞMA17, YAKINLARDA15, YAKINSAMAK15

9 Harfli Kelimeler

YAKICILIK17, YAKIŞIKLI17, YAKINSAMA14

8 Harfli Kelimeler

YAKIŞMAK15, YAKINDAN13, YAKILMAK12, YAKINMAK12, YAKINSAK12, YAKINLIK12

7 Harfli Kelimeler

YAKIMCI15, YAKITÇI14, YAKIŞMA14, YAKIŞIK14, YAKINIŞ14, YAKINDA12, YAKILMA11, YAKINTI11, YAKINMA11

6 Harfli Kelimeler

YAKICI13

5 Harfli Kelimeler

YAKIŞ11, YAKIM9, YAKIN8, YAKIT8

4 Harfli Kelimeler

YAKI7


YAKI


[isim]
  • Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça

    Hardal yakısı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakı açmak
  • yakı yakmak (veya vurmak)

Birleşik Kelimeler: yakı ağacı, yakı otu, hardal yakısı, nasır yakısı, pehlivan yakısı


YAKIN


[sıfat]
  • Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
[isim]
  • Uzak olmayan yer

    Yakınımızda otururlar.

[isim]
  • Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba

    En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur. - Murathan Mungan

[zarf]
  • Uzak olmadan

    Gelin, bana yakın oturun lütfen.

Birleşik Kelimeler: yakın akraba, yakın anlamlı, yakın benzeşme, yakın benzeşmezlik, Yakın Çağ, Yakın Doğu, yakın dost, yakın göçüşme, yakın koruma, yakın sesli, Yakın Şark, yakın takip, akla yakın, cana yakın, fırtınaya yakın rüzgâr


YAKIT


[isim]
  • Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde

    Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.

Birleşik Kelimeler: yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı


YAKIM


[isim]
  • Yakma işi

    Anız yakımı.

[halk ağzında]
  • Önemli bir olay üzerine yakılmış türkü

YAKILMA


[isim]
  • Yakılmak işi

YAKINTI


[isim]
  • Yakılan bir şeyin kalıntısı

    Düşmanın yakıp yıktığı köylerin yakıntı ve yıkıntıları... - Ruşen Eşref Ünaydın


YAKINMA


[isim]
  • Yakınmak (I) işi
[isim]
  • Yakınmak (II) işi, şikâyet

Birleşik Kelimeler: yakınma kutusu


YAKIŞ


[isim]
  • Yakma işi

    Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım - Bekir Sıtkı Erdoğan


YAKILMAK


[nesnesiz]
  • Yakma işi yapılmak

    Ateşler yakılıp kuzular ve piliçler çevrilmeye başlandı. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: yana yakıla


YAKINMAK


[nesnesiz]
  • Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak

    Kına yakınmak.

[nesnesiz]
  • Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek

    Kaç kez yakındım ona, yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum. - Halikarnas Balıkçısı


YAKINSAK


[sıfat] [fizik]
  • Tek bir noktaya doğru yönelen (ışın)
[matematik]
  • Birbirine gittikçe yaklaşarak uzanan, bir noktaya doğru yönelen (çizgi)

YAKINLIK


[isim]
  • Yakın olma durumu

    Ayrı ayrı anlıyorum da aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakınlık duymak
  • yakınlık görmek
  • yakınlık göstermek
  • yakınlık kurmak

Birleşik Kelimeler: yakınlık derecesi, yakınlık eylemi, yakınlık fiili, akla yakınlık, cana yakınlık


YAKINDA


[zarf]
  • Yakın bir yerde

    Yakında mı oturuyorsunuz?


YAKINDAN


[zarf]
  • Yakın bir yerden, yakın olarak

    Yakından bakılırsa iyi görülür.

[mecaz]
  • Çok dikkatli, titiz bir biçimde

    Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakından bilmek (veya tanımak)

Birleşik Kelimeler: uzaktan yakından


YAKICI


[sıfat]
  • Yakma özelliği olan, yakan

    Sanki sesleri güneşin yakıcı aydınlıklarını ürpertiyor. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Yakı yapan veya satan kimse
[mecaz]
  • Etkili, dokunaklı
[kimya]
  • Başka bir maddeyle birleşerek o maddenin yanmasını sağlayan (madde)

    Oksijen yanıcı değil, yakıcıdır.