YÜKSELTİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



YÜKSELTİLMEK harflerini içeren 7 harfli 41 kelime bulunuyor. 7 harfli YÜKSELTİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜLKİYE12, YÜKLEME12, EYLEMSİ11, KÜLLİYE11, TESMİYE11, EYİTMEK10, EYLEMLİ10, KÜTLEME10, KÜLLEME10, KEMİYET10, SELÜLİT10, ÜSTELİK10, ÜLKESEL10, YEMEKLİ10, ESKİTME9, ESKİMEK9, EKSİLME9, EKMEKSİ9, İSLEMEK9, İSKEMLE9, İSTEMEK9, KESİLME9, MESLEKİ9, SİLKMEK9, SEKİTME9, TEYELLİ9, YETKELİ9, ETKİMEK8, EKİLMEK8, EKLESİL8, EKLEMLİ8, İSKELET8, İLKESEL8, İLETMEK8, KİLLEME8, KESEKLİ8, METELİK8, TESELLİ8, TEMELLİ8, ETEKLİK7, ELEKLİK7


ETEKLİK


[isim]
  • Etek

    O irmik kokulu neftî bluzuyla vanilya kokulu gri etekliğini giyerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]
  • Etek yapmaya elverişli (kumaş)

ELEKLİK


[isim]
  • Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü

ETKİMEK


[-e] [kimya]
  • Etkide bulunmak, tesir etmek

    Sanatçının baskı altında bulunuşu, yapıtına da etkir. - Selim İleri


EKİLMEK


[nesnesiz]
  • Ekme işi yapılmak

    Tarlaya mısır ekildi.


EKLESİL


[isim]
  • Üniversitelerde öğrencilerin ders seçme veya bırakma işlemi

EKLEMLİ


[sıfat]
  • Eklemi olan

İSKELET (Kelime Kökeni: Fransızca squelette)


[isim]
  • İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Bir şeyi oluşturan temel çatı

    Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Bir eserin genel planı

    Bir romanın iskeleti.

[sıfat] [mecaz]
  • Çok zayıf
[sıfat] [mecaz]
  • Kuru, çıplak

    Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskelete dönmek
  • iskelet gibi
  • iskeleti çıkmak

Birleşik Kelimeler: iskelet mobilya, gemi iskeleti


İLKESEL


[sıfat]
  • İlke ile ilgili

İLETMEK


[-i]
  • Götürmek, ulaştırmak, nakletmek, geçirmek

    Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir. - Salâh Birsel

[fizik]
  • Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere götürmek

KİLLEME


[isim]
  • Killemek işi

KESEKLİ


[sıfat]
  • Parça parça kabarmış olan (toprak)

METELİK (Kelime Kökeni: Fransızca metallique)


[isim] [eskimiş]
  • Çeyrek kuruş, on para değerinde demir para

    Köprüyü yelek cebimdeki son metelikle geçtim. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Çok az para

    Bende tek metelik yok diye kahkahayı bastı. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meteliğe kurşun atmak
  • metelik etmez
  • metelik vermemek


TESELLİ (Kelime Kökeni: Arapça tesellī)


[isim]
  • Avunma, avuntu, avunç

    Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile / Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teselli bulmak
  • teselli etmek (veya vermek)

Birleşik Kelimeler: teselli mükâfatı, züğürt tesellisi


TEMELLİ


[sıfat]
  • Herhangi bir nitelikte temeli olan

    Sağlam temelli bir yapı.

[mecaz]
  • Geçici olmayan, sürekli, kalıcı, devamlı, daimî

    Sermet Muhtar, Akşam gazetesinin temelli imzalarından biri oldu. - Yusuf Ziya Ortaç

[zarf] [mecaz]
  • (te'melli) Sürekli olarak
[zarf] [mecaz]
  • Büsbütün, tamamen

Birleşik Kelimeler: temelli senatör


ESKİTME


[isim]
  • Eskitmek işi