VEFAKARLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



VEFAKARLIK harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli VEFAKARLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VAKIF18, EVKAF17, KAVAF17, VAKFE17, FIKRA12, FIRKA12, KAVKI12, VAKIA12, AVLAK11, AVARE11, EVRAK11, EFKAR11, EFLAK11, KRAVL11, KALFA11, KAVAL11, KAVAK11, KEFAL11, LARVA11, REVAK11, VARAK11, VAKAR11, AKLIK6, KARIK6, KARLI6, KALIK6, KALAK5


KALAK


[isim] [halk ağzında]
  • Burun, burun ucu

AKLIK


[isim]
  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı


KARIK


[isim]
  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
[sıfat]
  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
[isim] [halk ağzında]
  • Ark

KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş


KALIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kalmış, artmış

AVLAK


[isim]
  • Avı çok olan yer, av yeri

AVARE (Kelime Kökeni: Farsça āvāre)


[sıfat]
  • İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak

    Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını? - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • avare dolaşmak
  • avare etmek
  • avare olmak


EVRAK (Kelime Kökeni: Arapça evrāḳ)


[isim]
  • Resmî kurumlarda işlem gören belgeler

    Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi. - Samiha Ayverdi

[eskimiş]
  • Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları
[eskimiş]
  • Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar

Birleşik Kelimeler: evrak çantası, evrak dolabı, kıymetli evrak


EFKÂR (Kelime Kökeni: Arapça efkār)


[isim] [eskimiş]
  • Düşünceler, fikirler
[teklifsiz konuşmada]
  • Tasa, kaygı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • efkâr basmak
  • efkâr dağıtmak
  • efkâr etmek
  • efkârı dağılmak

Birleşik Kelimeler: umumi efkâr, amme efkârı


EFLAK (Kelime Kökeni: Arapça eflāk)


[isim] [eskimiş]
  • Gökler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eflake ser çekmek


KRAVL (Kelime Kökeni: İngilizce crawl)


[isim] [spor]
  • Dizleri bükmeksizin bacakları hızla hareket ettirerek kulaçla yüzme

    Sen önce kravl yüzüşünü düzeltmelisin. - Falih Rıfkı Atay


KALFA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīfe)


[isim]
  • Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı

    Kalfalar, dükkân sahipleri, çıraklar, su dolu helkeleriyle dükkânlarından fırlıyor. - Orhan Kemal

[eskimiş]
  • Saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bulunan kadın
[eskimiş]
  • İptidailerde hoca yardımcısı
[eskimiş]
  • Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren kimse

    Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştık. - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: eczacı kalfası


KAVAL


[isim] [müzik]
  • Genellikle kamıştan yapılan, daha çok çobanların çaldığı, yumuşak sesli, üflemeli bir çalgı

    Geniş yaylalarında otlanırken sürüler / Çobanı kaval çalar, taşı toprağı güler - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: kaval kemiği, kaval tüfek


KAVAK


[isim] [bitki bilimi]
  • Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç (Populus)

    Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur

Birleşik Kelimeler: kavak inciri, acı kavak, akçakavak, akkavak, çalık kavak, karakavak, titrek kavak, dağ kavağı, Hollanda kavağı, Kanada kavağı, sepetçi kavağı

[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

KEFAL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renginde, beyaz etli bir balık, topbaş balık (Mugil cephalus)

Birleşik Kelimeler: akkefal, uçar kefal, tatlısu kefali