Ve ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler



VE harfleri ile başlayan 5 harfli 24 kelime bulunuyor. Başında VE olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "ve ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ve olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VEÇHE18, VECİH18, VEREV17, VELEV17, VEFAT17, VECİZ17, VEHİM16, VERGİ15, VEZNE14, VEZİN14, VERİŞ14, VEZİR14, VENÜS14, VERDİ13, VEDİA13, VEBAL13, VERME12, VERİM12, VEREM12, VELUT12, VELUR12, VERİT11, VELET11, VEKİL11


VERİT (Kelime Kökeni: Arapça verīd)


[isim] [eskimiş] [anatomi]
  • Toplardamar

VELET (Kelime Kökeni: Arapça veled)


[isim] [eskimiş]
  • Oğul, çocuk
[ünlem]
  • Çocukları paylarken kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: veledizina


VEKİL (Kelime Kökeni: Arapça vekīl)


[isim]
  • Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
[eskimiş]
  • Bakan

    Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: vekilharç, vekil vükela, başvekil, başkan vekili, dava vekili, icra vekili, milletvekili


VERME


[isim]
  • Vermek işi

    Ay başlarında borçlarımızı vermeye annemle birlikte çıkardık. - Ayla Kutlu


VERİM


[isim]
  • Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman

    İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • verim düşürmek

Birleşik Kelimeler: yem verimi


VEREM (Kelime Kökeni: Arapça verem)


[isim] [tıp]
  • Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz

    Annemin genç yaşta veremden ölen rahmetli amcasını görmedim. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Bu hastalığa tutulmuş, veremli

    Verem bir kadının duyguları.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • verem etmek
  • verem olmak

Birleşik Kelimeler: kemik veremi


VELUT (Kelime Kökeni: Arapça velūd)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğurgan
[mecaz]
  • Çok eser ortaya koyan, verimli

    Velut bir yazar.


VELUR (Kelime Kökeni: Fransızca velours)


[isim]
  • Kadife

VERDİ


[isim] [fizik]
  • Bir borudan bir saniyede geçen suyun miktarı

VEDİA (Kelime Kökeni: Arapça vedīʿa)


[isim] [eskimiş]
  • Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet

    Vatan sana vediadır.

[hukuk]
  • Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme

VEBAL (Kelime Kökeni: Arapça vebāl)


[isim]
  • Günah

    Bu işin vebali vardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vebal altında kalmak
  • vebali boynuna


VEZNE (Kelime Kökeni: Arapça vezne)


[isim]
  • Banka vb. kurum ve kuruluşlarda para alınıp verilen yer
[eskimiş]
  • Terazi

VEZİN (Kelime Kökeni: Arapça vezn)


[isim] [eskimiş]
  • Tartı
[edebiyat]
  • Ölçü

    Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: aruz vezni, hece vezni, satranç vezni


VERİŞ


[isim]
  • Verme işi

Birleşik Kelimeler: alışveriş


VEZİR (Kelime Kökeni: Arapça vezīr)


[isim] [tarih]
  • Osmanlılarda devletin bakanlık, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve paşa unvanını taşıyan kimse

Birleşik Kelimeler: veziriazam, vezirparmağı, vezir vüzera, başvezir