VAROLUŞÇULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



VAROLUŞÇULUK harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli VAROLUŞÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇUVAŞ18, ÇAVUŞ18, KOVUŞ16, VURUŞ16, ÇUVAL15, ŞAVUL15, VURAÇ15, VAROŞ15, KUŞÇU13, VURUK13, ÇUŞKA12, KOŞAÇ12, LOŞÇA12, LAVUK12, VOKAL12, VAKUR12, KRAVL11, ÇUKUR10, ÇOKLU10, ÇORLU10, KOŞUL10, KURUŞ10, UÇKUR10, ÇOKAL9, ÇOLAK9, ÇORAK9, KULAÇ9, ŞAKUL9, OLURU8, KOLLU7, KURUL7, ALKOL6, KORAL6, KURAL6, LOKAL6


ALKOL (Kelime Kökeni: Fransızca alcool)


[isim] [kimya]
  • Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol
[mecaz]
  • Her türlü alkollü içki

    Nefesleri alkol kokan bu kimseler pis paçavralar giyinmişlerdi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alkol duvarını aşmak

Birleşik Kelimeler: alkolmetre, alkolölçer, asit alkol, etil alkol


KORAL (Kelime Kökeni: Fransızca choral)


[isim] [müzik]
  • Koro için yazılmış dinî ezgi
[sıfat]
  • Koroyla ilgili

KURAL


[isim]
  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları


LOKAL (Kelime Kökeni: Fransızca local)


[isim]
  • Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer

    Onlarla beraber Beyoğlu lokanta ve gece lokallerine büsbütün başka bir üslup geldi. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]
  • Yöresel
[sıfat] [tıp]
  • Yerel

    Lokal anestezi.


KOLLU


[sıfat]
  • Kolu olan

    Kollu sandalye.

Birleşik Kelimeler: karpuz kollu


KURUL


[isim]
  • Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

Birleşik Kelimeler: alt kurul, genel kurul, seçici kurul, üst kurul, yarkurul, Bakanlar Kurulu, balotaj kurulu, denetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu, onur kurulu, sağlık kurulu, sandık kurulu, seçiciler kurulu, soruşturma kurulu, tahkim kurulu, teftiş kurulu, uzlaştırma kurulu, yargıcılar kurulu, yasama kurulu, yazı kurulu, yönetim kurulu, yürütme kurulu


OLURU


[isim]
  • Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat

ÇOKAL


[isim] [eskimiş]
  • Savaşlarda giyilen zırh

ÇOLAK


[sıfat]
  • Eli veya kolu sakat olan (kimse)

    Hırsızları yakalayan genç, mavi gözlü, çolak bir polisti. - Sait Faik Abasıyanık


ÇORAK


[sıfat]
  • Verimli olmayan (toprak)

    Biz geçtiğimiz zamanlar Sina Çölü, Peygamber Musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Verimsiz, kısır

    Hayatımın en acı, en yaslı ve çorak zamanları başlamış oldu. - Tarık Buğra

[isim]
  • Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak
[isim]
  • Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz

KULAÇ


[isim]
  • Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık

    Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulaç atmak


ŞAKUL (Kelime Kökeni: Arapça şāḳūl)


[isim] [eskimiş] [fizik]
  • Çekül

ÇUKUR


[isim]
  • Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer

    Bulaşık çukurunun üstündeki pencere de yandaki büyük eve bakıyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Mezar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çukur açmak
  • çukura düşmek
  • çukurunu kazmak

Birleşik Kelimeler: çukur korozyonu, çakır çukur, çene çukuru, dalga çukuru, dudak çukuru, ense çukuru, göğüs çukuru, lağım çukuru, okyanus çukuru, orkestra çukuru


ÇOKLU


[sıfat]
  • İçinde birden çok işlev barındıran

Birleşik Kelimeler: çoklu gösterim, çoklu ortam, çoklu zekâ


ÇORLU


[sıfat] [halk ağzında]
  • Hastalıklı, dertli
[isim]
  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri