Var ile Biten Kelimeler



VAR ile biten 29 kelime bulunuyor. Sonu VAR olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Var kelimesinin anlamı nedir? Var ile başlayan kelimeler. İçinde var olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

KONSERVATUVAR28, YILDIRIMSAVAR28

12 Harfli Kelimeler

OBSERVATUVAR29

11 Harfli Kelimeler

LABORATUVAR21

10 Harfli Kelimeler

BÖCEKSAVAR28, REPERTUVAR21, SİNEKSAVAR18

9 Harfli Kelimeler

FÜZESAVAR27, UÇAKSAVAR20, KARADAVAR17, TANKSAVAR16

8 Harfli Kelimeler

KONTUVAR16, TRETUVAR15

7 Harfli Kelimeler

PİSUVAR19, PENUVAR18, ALYUVAR16, AKYUVAR16, CANAVAR16

6 Harfli Kelimeler

BULVAR15, ŞALVAR15, KULVAR13

5 Harfli Kelimeler

DUVAR14, YUVAR14, CİVAR14, DAVAR13, EDVAR13, LİVAR11

4 Harfli Kelimeler

AVAR10

3 Harfli Kelimeler

VAR9


VAR


[sıfat]
  • Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı
[isim] [dil bilgisi]
  • Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz

    Rahatsız etmek istemem hem de işim var. - Halide Edip Adıvar

[isim]
  • Elde bulunan her şey

    Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • var etmek
  • varla yok arası
  • var ol!
  • var olmak
  • varsa ... yoksa ...
  • var yok

Birleşik Kelimeler: var gücüyle, var hızıyla, var kuvvetiyle, varoluş, varsanı, varsayım, varsaymak, varyemez, var yılı, vara yoğa, varı yoğu


AVAR


[isim]
  • Kuzeydoğu Kafkasya'da, Dağıstan Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk
[isim]
  • III-V. yüzyıllar arasında Moğolistan'da, VI-IX. yüzyıllar arasında Orta Avrupa'da yaşamış bir halk

LİVAR (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Avlanan balıkları canlı olarak saklamak için ağzı içine doğru konik örülmüş sepet

    Keçi kellesinin ince derisini parça parça kesip de ağlara takmak için hazır edip livarına tıktığı zaman ... - Sait Faik Abasıyanık


KULVAR (Kelime Kökeni: Fransızca couloir)


[isim] [spor]
  • Yüzme ve atletizm yarışmalarında her yarışçıya ayrılan şerit
[mecaz]
  • İçinde bulunduğu veya ilgili olduğu alan

DAVAR


[isim]
  • Koyun ve keçiye verilen ortak ad

    Evin önünde birkaç davar geviş getiriyordu. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • davar gütmek

Birleşik Kelimeler: karadavar


EDVAR (Kelime Kökeni: Arapça edvār)


[isim] [eskimiş]
  • Çağlar, devirler
[müzik]
  • Alaturka müzik kurallarını inceleyen eser

Birleşik Kelimeler: edvar musikisi


DUVAR (Kelime Kökeni: Farsça dīvār)


[isim]
  • Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem, örek

    Bir duvar onarılır öteki çöker, ardından dam akardı. - Lâtife Tekin

[mecaz]
  • Sonuç alınamayan yer
[mecaz]
  • Engel

    İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı.

[spor]
  • Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • duvar çekmek
  • duvar gibi
  • duvar yapmak

Birleşik Kelimeler: duvar ayağı, duvar dayağı, duvar dişi, duvar gazetesi, duvar halısı, duvar ilanı, duvar kâğıdı, duvar pası, duvar resmi, duvar saati, duvar sarmaşığı, duvarsedefi, duvar takvimi, duvar topu, duvar yazısı, duvar yüzlü, ana duvar, kapı duvar, kuru duvar, moloz duvar, perde duvar, sağır duvar, Ağlama Duvarı, ağlama duvarı, buz duvarı, hücre çeperi, hücre duvarı, istinat duvarı, oturma duvarı, ses duvarı, temel duvarı


YUVAR


[isim] [anatomi]
  • Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
[gök bilimi]
  • Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

Birleşik Kelimeler: yuvarölçer, yuvar yuvar, akyuvar, alyuvar, orta yuvar, gaz yuvarı, göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, iyon yuvarı, kat yuvarı, ozon yuvarı, renk yuvarı, su yuvarı, taş yuvarı, yer yuvarı


C


[kimya]
  • Karbon elementinin simgesi

TRETUVAR (Kelime Kökeni: Fransızca trottoir)


[isim]
  • Yaya kaldırımı

BULVAR (Kelime Kökeni: Fransızca boulevard)


[isim]
  • Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde

    İki tarafı ağaçlık bir geniş bulvardan geçiyor, mütemadiyen gidiyorduk. - Refik Halit Karay


ŞALVAR (Kelime Kökeni: Farsça şelvār)


[isim]
  • Genellikle ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan, geniş bir pantolon türü

    Harmanı kaldırdım birazı kaldı / Tokurcun şalvarım al kanla doldu - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şalvar gibi

Birleşik Kelimeler: çekirge şalvar


TANKSAVAR


[isim] [askerlik]
  • Tankları hedef olarak seçen ve onları etkisiz hâle getirmek için kullanılan silah

KONTUVAR (Kelime Kökeni: Fransızca comptoir)


[isim] [ticaret]
  • Kara ve hava yolları ulaşımında bilet ve bagaj işlemlerinin yapıldığı tezgâh veya bölüm

ALYUVAR


[isim] [anatomi]
  • Kana al rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük hücre, eritrosit

    Kanın her milimetreküpünde beş milyon kadar alyuvar bulunur.