Un ile Biten 5 Harfli Kelimeler



UN ile biten 5 harfli 44 kelime bulunuyor. Sonu UN olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Un ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Un olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇOĞUN17, YOĞUN16, ÇAVUN15, FÜSUN15, UĞRUN14, AFSUN13, EFSUN13, UYGUN13, DÜYUN12, KAVUN12, BOYUN11, BUDUN11, ONGUN11, OLGUN11, ZEBUN11, CÜNUN11, HATUN10, KOŞUN10, MEZUN10, MACUN10, UŞKUN10, UÇKUN10, YOSUN10, ZORUN10, BURUN9, KOYUN9, MADUN9, SOMUN9, SÜKUN9, SÜTUN9, SABUN9, BİRUN8, DERUN8, MASUN8, SORUN8, TOSUN8, YEKUN8, KORUN7, KULUN7, MELUN7, TORUN7, KANUN6, KARUN6, RAKUN6


KÂNUN (Kelime Kökeni: Arapça kānūn)


[isim] [eskimiş]
  • Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen `ateş ocağı` anlamındaki söz

    Eski tabirle kânunları yani aralık ve ocak aylarını sevmem. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: ilk kânun, son kânun

[isim] [hukuk]
  • Yasa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanun çıkarmak
  • kanunu çiğnemek

Birleşik Kelimeler: kanun adamı, kanun dışı, kanun hükmünde kararname, kanun koyucu, kanun layihası, kanun maddesi, kanunname, kanun sözcüsü, kanun tasarısı, kanun teklifi, kanunuesasi, vazııkanun, arz talep kanunu, orman kanunu, üç hâl kanunu

[isim] [müzik]
  • Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı

    Kanunun ilk kez Farabi tarafından yapıldığı söylenir.


KARUN (Kelime Kökeni: Arapça ḳārūn)


[isim]
  • Çok zengin kimse
[isim]
  • Kur'an'da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi

RAKUN (Kelime Kökeni: İngilizce racoon)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 santimetre olan kürklü hayvan (Procyon lotor)

KORUN


[isim] [anatomi]
  • Üst derinin en dış tabakası

    Korun tabakası deriyi koruyan bir oluşumdur.

Birleşik Kelimeler: korun dokusu


KULUN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulun atmak


MELUN (Kelime Kökeni: Arapça melʿūn)


[sıfat]
  • Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli

    Melun şeytan.

[isim]
  • Lanetlenmiş kimse

    Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Nefretle karşılanan, kötü

    Baykuşlar uğursuzdu ama yeterince melun değil. - Elif Şafak


TORUN


[isim]
  • Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu

    Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]
  • Aynı soydan gelenlerden her biri

    Mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız... - Attila İlhan

[mecaz]
  • Takip eden, benimseyen, seven kimse

    Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor. - Ahmet Kabaklı

[argo]
  • Acemi er

Ata Sözleri ve Deyimler

  • torunlar
  • torun tosun (veya torba) sahibi olmak


BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm

DERUN (Kelime Kökeni: Farsça derūn)


[isim] [eskimiş]
  • İç, içeri, öz

Birleşik Kelimeler: safderun


MASUN (Kelime Kökeni: Arapça maṣūn)


[sıfat] [eskimiş]
  • Korunan, korunmuş

    Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin. - Sait Faik Abasıyanık


SORUN


[isim]
  • Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem

    Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır. - Metin And

[mecaz]
  • Sıkıntı veren durum, dert

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sorun çıkarmak
  • sorun etmek
  • sorun olmak

Birleşik Kelimeler: beslenme sorunu


TOSUN


[isim]
  • Danalıktan yeni çıkmış genç boğa
[mecaz]
  • Sağlıklı, tıknaz delikanlı

    Yanında oturan nefer, tosun bir oğlan; ona dik dik bakıyor, kızıyor gibi görünüyor. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tosun gibi


YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)


[isim] [matematik]
  • Toplam

    Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yekûn çekmek

Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn


BURUN


[isim] [anatomi]
  • Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
[mecaz]
  • Kibir, büyüklenme

    Burnundan yanına varılmıyor.

[coğrafya]
  • Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burnu bile kanamamak
  • burnu büyümek
  • burnu çenesine değmek
  • burnu Kafdağı'na çıkmak (veya varmak)
  • burnu Kafdağı'nda (olmak)
  • burnu kırılmak
  • burnuna girmek
  • burnuna karıncalar dolmak
  • burnuna koymak
  • burnundan (fitil fitil) gelmek
  • burnundan ayrılmamak
  • burnundan düşen bin parça olmak
  • burnundan gelmek
  • burnundan getirmek
  • burnundan kıl aldırmamak
  • burnundan solumak
  • burnundan yakalamak
  • burnunda tütmek
  • burnunu çekmek
  • burnunu kırmak
  • burnunun dibine sokulmak
  • burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek
  • burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek
  • burnunun ucunu görmemek
  • burnunun yeli harman savurmak
  • burnunun yeli kırılmak
  • burnunu sıksan canı çıkacak
  • burnunu sokmak
  • burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek)
  • burnu sızlamak
  • burnu yere düşse almaz
  • burun bükmek
  • burun kıvırmak
  • burun şişirmek
  • burun yapmak

Birleşik Kelimeler: burun boşlukları, burun buruna, burun deliği, burun direği, burun kanadı, burun otu, burun perdesi, gagaburun, gaga burun, kababurun, karga burun, kepçeburun, kıl burun, pat burun, burnu büyük, burnu havada, danaburnu, itburnu, kargaburnu, kuşburnu, öküzburnu, canı burnunda, çiçeği burnunda, karnı burnunda, öfkesi burnunda


KOYUN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
[mecaz]
  • Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
  • koyun gibi
  • koyun kaval dinler gibi dinlemek
  • koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler

Birleşik Kelimeler: koyun bakışlı, koyun baklası, koyun dede, koyun eti, koyungöbeği, koyungözü, koyun mantarı, koyunyünü, kıvırcık koyun, Asya koyunu, bozkır koyunu, merinos koyunu, yaban koyunu

[isim]
  • Kollar arası, kucak

    Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Koruyucu, şefkatli çevre

    Hepimiz bu yurdun koynunda yetiştik.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koynuna almak
  • koynuna girmek
  • koynunda yılan beslemek

Birleşik Kelimeler: koyun koyuna, koyun otu, yüzükoyun