TIKIŞIKLIK ile Oluşan Kelimeler (TIKIŞIKLIK Kelime Türetme)



TIKIŞIKLIK harflerinden oluşan 20 kelime bulunuyor. TIKIŞIKLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tıkışıklık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

TIKIŞIKLIK17

7 Harfli Kelimeler

TIKIŞIK13, KITIKLI10

6 Harfli Kelimeler

IŞIKLI12, IŞILTI12, KIŞLIK11, ŞIKLIK11, KITLIK8

5 Harfli Kelimeler

KILIŞ10, KITIK7, KILIK7

4 Harfli Kelimeler

IŞIK9, IŞIL9, IŞKI9, ILIK6

3 Harfli Kelimeler

KIŞ7, ŞIK7, KIT4, KIL4, TIK4


KIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaḥṭ)


[sıfat]
  • İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol(II) karşıtı

    O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat, kıtı kıtına, aklı kıt


KIL


[isim]
  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
[sıfat]
  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat] [argo]
  • Huysuz, geçimsiz (kimse)
[bitki bilimi]
  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar


TIK


[isim]
  • İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tık yok

Birleşik Kelimeler: tık tık


ILIK


[sıfat]
  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi


KITIK


[isim]
  • Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri

KILIK


[isim]
  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]
  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet


KIŞ


[isim]
  • Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim

    Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Çok soğuk hava

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kış basmak (veya bastırmak)
  • kışı geçirmek
  • kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir
  • kış yapmak

Birleşik Kelimeler: kış çorbası, kış dönemi, Kış Dönencesi, kış günü, kış kayıtı, kış kıyamet, kış uykusu, kara kış, yaz kış, yazlı kışlı

[isim]
  • Tavuk vb. kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses

ŞIK (Kelime Kökeni: Fransızca chic)


[sıfat]
  • Güzel, zarif, modaya uygun

    Şık bir elbise.

[mecaz]
  • Yerinde, uygun

    Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa

[isim]
  • Seçenek

    Sizin için iki şık var, ya çalışacaksınız ya bu işten vazgeçeceksiniz.


KITLIK


[isim]
  • Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma

    Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı... - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Duygu, söz vb.nde azlık

    Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtlıktan çıkmış
  • kıtlıktan çıkmış gibi yemek

Birleşik Kelimeler: adam kıtlığında


IŞIK


[isim]
  • Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk

    Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı

    Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

    Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı

[fizik]
  • Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ışığı altında
  • ışık almak
  • ışık tutmak

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı


IŞIL


[sıfat]
  • Işıklı

Birleşik Kelimeler: ışıl ışıl, ışıl küf, florışıl, fosforışıl, gazışıl


IŞKI


[isim] [halk ağzında]
  • Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak

KITIKLI


[sıfat]
  • İçine kıtık konmuş olan

KILIŞ


[isim]
  • Kılma işi

KIŞLIK


[sıfat]
  • Kışa özgü, kış için

    Kışlık giysi.

[isim]
  • Kışın oturulan yapı, yer

    Sıcak yaz aylarını geçirmek için deniz kenarlarına, kırlara, tepelere kaçanlar, şimdi birer birer kışlıklarına dönüyorlar. - Ahmet Haşim