TUNUSLU ile Oluşan Kelimeler (TUNUSLU Kelime Türetme)



TUNUSLU harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. TUNUSLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tunuslu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

TUNUSLU11

5 Harfli Kelimeler

TUNUS8

4 Harfli Kelimeler

SUNU7, SULU7, USLU7, USUL7, ULUS7, TULU6, UTLU6

3 Harfli Kelimeler

SUT5, ULU5, TUL4, TUN4

2 Harfli Kelimeler

SU4, US4, TU3, UN3, UT3


TU


[ünlem]
  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka


UN


[isim]
  • Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • un ufak etmek
  • un ufak olmak
  • ununu elemek, eleğini asmak

Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu


UT


[isim]
  • Utanma duygusu

Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

    Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin


TUL (Kelime Kökeni: Arapça ṭūl)


[isim] [eskimiş] [gök bilimi]
  • Boylam
[matematik]
  • Uzunluk

Birleşik Kelimeler: tul derecesi


TUN (Kelime Kökeni: Farsça tūn)


[isim] [halk ağzında]
  • Gizli yer, köşe bucak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tundan tuna atmak

Birleşik Kelimeler: tun tun


SU


[isim]
  • Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab

Ata Sözleri ve Deyimler

  • su almak
  • su basmak
  • su çekmek
  • sudan çıkmış balığa dönmek
  • sudan geçirmek
  • suda pişmiş
  • su dökmek
  • su dökünmek
  • su etmek
  • su gelmek
  • su gibi
  • su gibi akmak
  • su gibi aziz ol!
  • su gibi bilmek (veya okumak)
  • su gibi ezberlemek
  • su gibi gitmek
  • su gibi olmak
  • su gibi terlemek
  • su görmemiş
  • su götürür yeri olmamak
  • su içinde
  • su içinde kalmak
  • su iktiza etmek
  • su kaçırmak
  • su kapmak
  • su katılmamış
  • su kesmek
  • su koyuvermek
  • su küçüğün, söz (veya sofra veya yemek) büyüğün
  • sular kararmak
  • sular seller gibi
  • su sabun görmemek
  • su uyur, düşman uyumaz
  • su vermek
  • suya düşmek
  • suya göstermek
  • suya götürüp susuz getirmek
  • su yapmak
  • suya sabuna dokunmamak
  • suya salmak
  • suyu baştan (veya başından) kesmek
  • suyu çıkmak
  • suyu getiren de bir, testiyi kıran da
  • suyu görünce teyemmüm bozulur
  • suyu ısınmak (veya kaynamak)
  • suyu kesilmiş değirmene dönmek
  • suyu mu çıktı?
  • suyuna gitmek
  • suyun akıntısına gitmek
  • suyuna tirit
  • suyun başı
  • suyunca gitmek
  • suyu nereden geliyor?
  • suyunu almak
  • suyunu çekmek
  • suyunun suyu
  • suyu seli kalmamak
  • su yürümek
  • su yüzü görmemiş
  • su yüzüne (veya üstüne) çıkmak
  • su yüzüne çıkmak

Birleşik Kelimeler: su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları

[isim]
  • Sutaş

US


[isim]
  • Akıl

    Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usuna getirmek

Birleşik Kelimeler: us dışı, us pahası, usa vurma


SUT (Kelime Kökeni: Fransızca soude)


[isim] [kimya]
  • Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı

ULU


[sıfat]
  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin


TULU (Kelime Kökeni: Arapça ṭulūʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Güneşin doğması, doğuşu

UTLU


[sıfat]
  • İffetli

SUNU


[isim]
  • Sunulan şey

    İlk Çağın insanları sunu niyetine öd ağacı gibi, günlük gibi güzel koku saçan bitkiler yakarlardı. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sunu ve istem


SULU


[sıfat]
  • Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı

    Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır? - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)

    Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: sulu boya, sulu göz, sulu kar, sulu sepken, sulu tarım, sulu yemek, sulu zırtlak, sulu ziraat, ala sulu, gözü sulu


USLU


[sıfat]
  • Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı

    Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[zarf]
  • Uysal bir biçimde
[eskimiş]
  • Akıllı, zeki

    Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz - Anonim şiir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uslu durmak (veya oturmak)

Birleşik Kelimeler: uslu akıllı, akıllı uslu


USUL (Kelime Kökeni: Arapça uṣūl)


[isim]
  • Kökler, asıllar
[hukuk]
  • Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usulüne uydurmak

Birleşik Kelimeler: usul hukuku

[isim]
  • Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz

    Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. - Haldun Taner

[hukuk]
  • Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde tempo

    Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usul tutmak

Birleşik Kelimeler: Alman usulü, muhakeme usulü, yargılama usulü, yargı usulü

[zarf] [eskimiş]
  • Alçak sesle

    Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler - Karacaoğlan