TRABZONLU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



TRABZONLU harflerini içeren 4 harfli 60 kelime bulunuyor. 4 harfli TRABZONLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Trabzonlu ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Trabzonlu olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOZA10, BLUZ10, OTUZ9, ARUZ8, ARZU8, AZOL8, AZOT8, BORU8, BOLU8, OZAN8, OBUA8, OBUR8, ROZA8, ZONA8, ZULA8, BORA7, BURA7, BULA7, BUAT7, BALO7, BARO7, ROBA7, RUBA7, TUBA7, TABU7, TARZ7, URBA7, BANT6, ONLU6, ONUR6, ORUN6, OTLU6, OLTU6, OLUR6, RULO6, TABL6, ANOT5, ANUT5, AORT5, ATOL5, ALTO5, LORT5, LOTA5, LUTR5, NOTA5, NATO5, ORAL5, ORAN5, ORTA5, ONAR5, ONAT5, OLTA5, ROTA5, TURA5, TROL5, TAUN5, URAN5, URLA5, ULAN5, RANT4


RANT (Kelime Kökeni: Fransızca rente)


[isim] [ekonomi]
  • Getirim

    Fırlayan arsa rantları, oy ticareti hissesi olarak paylaşıldı. - Aydın Boysan


ANOT (Kelime Kökeni: Fransızca anode)


[isim] [fizik]
  • Artı uç

Birleşik Kelimeler: anot başlığı, anot kablosu


ANUT (Kelime Kökeni: Arapça ʿanūd)


[sıfat] [eskimiş]
  • İnatçı

    Bu haşin, anut, katil mazinin anif tahakkümü yalnız Türklere, yalnız Türkiye'ye mahsus değildi. - Ömer Seyfettin


AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)


[isim] [anatomi]
  • Ana atardamar

ATOL


[isim] [denizcilik]
  • Mercan adası

ALTO (Kelime Kökeni: İtalyanca alto)


[isim] [müzik]
  • Viyola

LORT (Kelime Kökeni: İngilizce lord)


[isim]
  • İngiltere'de babadan oğula veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk unvanı

    O sırada yaşlı bir lort beni pek sevdi. - Refik Halit Karay

[mecaz] [halk ağzında]
  • Çok zengin kimse
[mecaz] [halk ağzında]
  • Sükseli, kalantor, gösterişli kimse

    O bildiğimiz doktor gitmiş, yerine bir lort gelmiş. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lort gibi

Birleşik Kelimeler: Lortlar Kamarası


LOTA (Kelime Kökeni: Latince)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı (Lota vulgaris)

LUTR (Kelime Kökeni: Fransızca loutre)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Su samuru
[sıfat]
  • Bu posttan yapılan

    İyi ama kışın arkanda lutr manto vardı. - Halide Edip Adıvar


NOTA (Kelime Kökeni: İtalyanca nota)


[isim] [müzik]
  • Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret

    Saz sesleri bazen aynı notaları, ruhumuza mıhlanmak istenen bir altın çiviye vurulan darbeler gibi tekrar ederdi. - Abdülhak Şinasi Hisar


NATO (Kelime Kökeni: Rumca)


[sıfat]
  • `Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa` anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz

ORAL (Kelime Kökeni: Fransızca oral)


[sıfat]
  • Ağızcıl
[zarf]
  • Ağız yoluyla
[edebiyat]
  • Söze dayanan

ORAN


[isim]
  • Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo

    Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And

[matematik]
  • İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

    Üçün sekize oranı.

Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı


ORTA


[isim]
  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
[sıfat]
  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
[fizik]
  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
[matematik]
  • Orantı
[spor]
  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]
  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ONAR


[sıfat]
  • On sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. - Memduh Şevket Esendal