TORBASIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



TORBASIZ harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli TORBASIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZA10, BAZI10, ARIZ8, AZOT8, BASI8, ROZA8, RAZI8, RIZA8, SOBA8, SABO8, TAZI8, BORA7, BARI7, BARO7, BATI7, ROBA7, TARZ7, ASIR6, ORSA6, STOR6, SARI6, SATI6, SIRT6, SIRA6, ARTI5, AORT5, ORTA5, ROTA5, RAST5, STAR5, TRAS5


ARTI


[isim] [matematik]
  • Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
[mecaz]
  • Fazlalık

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç


AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)


[isim] [anatomi]
  • Ana atardamar

ORTA


[isim]
  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
[sıfat]
  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
[fizik]
  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
[matematik]
  • Orantı
[spor]
  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]
  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)


[isim]
  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol
[mecaz]
  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak


RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğru, düzgün
[isim]
  • Tesadüf
[isim]
  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam

STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)


[isim]
  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: medya starı


TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)


[isim]
  • Volkanik tüf

ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)


[isim]
  • Yüzyıl

    Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı


ORSA (Kelime Kökeni: İtalyanca orza)


[isim] [denizcilik]
  • Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
[ünlem]
  • (o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz

    Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: orsa alabanda, orsa boca


STOR (Kelime Kökeni: Fransızca store)


[isim]
  • Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde

    Pencerelere stor perdeleri çekilmişti. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: stor kapak


SARI


[isim]
  • Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]
  • Soluk, solgun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarı çizmeli Mehmet Ağa

Birleşik Kelimeler: sarıağı, sarıağız, sarıasma, sarıbalık, sarı benek, sarı bez, sarıçalı, sarıçam, Sarıçam, sarı çıyan, sarıçiçek, sarıçiğdem, sarıdiken, sarıerik, sarıfiğ, sarıgöz, sarıhalile, sarıhani, sarıhumma, sarı ırk, sarıkanat, sarı kart, sarıkız, sarıkuyruk, sarı lira, sarı nokta, sarıpapatya, sarısabır, sarısalkım, sarı sendika, sarı sıcak, sarı yağ, sarı yağız, sarıyonca, sarızambak, açık sarı, kara sarı, kirli sarı, koyu sarı, altın sarısı, atasarısı, civciv sarısı, Hint sarısı, limon sarısı, saman sarısı, yumurta sarısı


SATI


[isim] [halk ağzında]
  • Satma işi, satış
[sıfat]
  • Adanmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıya çıkarmak


SIRT


[isim] [anatomi]
  • Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm

    Arabacı katırın sırtına binmiş. - Falih Rıfkı Atay

[anatomi]
  • İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sırt (veya sırtını) çevirmek
  • sırtı kaşınmak
  • sırtına almak
  • sırtına geçirmek
  • sırtından (para) kazanmak
  • sırtından atmak
  • sırtından bıçaklamak
  • sırtından çıkarmak
  • sırtından geçinmek
  • sırtında yumurta küfesi olmamak
  • sırtını dayamak (veya vermek)
  • sırtını dönmek
  • sırtını sıvazlamak
  • sırtını yere getirmek
  • sırtı yere gelmek
  • sırtı yere gelmemek

Birleşik Kelimeler: sırt sırta, sırtüstü, sırtıkara, sırtı pek, sırtı sıra, sırtı yufka, sallasırt, balıksırtı, bıçaksırtı, bıçak sırtı, dalga sırtı, eşeksırtı, evi sırtında


SIRA


[isim]
  • Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi

    Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıra (veya sırasını) savmak
  • sıra olmak
  • sırası düşmek
  • sırası gelmek
  • sırası gelmişken
  • sırasına getirmek
  • sırasına göre
  • sırasını kaybetmek
  • sıraya dizmek
  • sıraya koymak

Birleşik Kelimeler: sıradağ, sıra dayağı, sıra dışı, sıra gecesi, sıra işi, sıra makinesi, sıra malı, sıra saygı, sıra sayı sıfatı, aklı sıra, ara sıra, ardı sıra, arkası sıra, bir sıra, keyfi sıra, önü sıra, peşi sıra, sırtı sıra, yanı sıra, o sırada, abece sırası, alfabe sırası, aşama sırası, söz sırası, tam sırası


BORA (Kelime Kökeni: İtalyanca borea)


[isim]
  • Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr

    Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bora gibi