TOPLUMSALLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



TOPLUMSALLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 39 kelime bulunuyor. 8 harfli TOPLUMSALLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PUTLAŞMA17, PASLAŞMA17, TOPLAŞMA17, ŞAPLAMAK16, ŞAPLATMA16, SOPALAMA15, PULLAMAK14, PASLATMA14, PALTOLUK14, SAPLAMAK14, SAPTAMAK14, TOPLAMAK14, TOSLAŞMA14, TAPULAMA14, KULLAŞMA13, KAPLATMA13, KASLAŞMA13, MATLAŞMA13, PATLAMAK13, SATAŞMAK13, ŞUTLAMAK13, TUŞLAMAK13, ALLAŞMAK12, OLUMLAMA12, SOLUTMAK12, ŞAKLATMA12, TAŞLAMAK12, MUSALLAT11, SOLLAMAK11, SULATMAK11, STOKLAMA11, TOSLAMAK11, KOLALAMA10, OTALAMAK10, SALLAMAK10, SAKLATMA10, TAMLAMAK10, TASLAMAK10, ALTLAMAK9


ALTLAMAK


[-i] [mantık]
  • Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek

KOLALAMA


[isim]
  • Kolalamak işi

OTALAMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Zehirlemek, ağılamak

SALLAMAK


[-i]
  • Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek

    Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Beklenmedik bir başarı kazanmak

    Seçimlerde Ankara'yı salladı.

[mecaz]
  • Zor durumda bırakmak
[argo]
  • Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak

    Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz] [argo]
  • Vurmak, atmak

    Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallamamak

Birleşik Kelimeler: kuyruksallayan


SAKLATMA


[isim]
  • Saklatmak işi

TAMLAMAK


[-i]
  • Tamlama oluşturmak

TASLAMAK


[-i]
  • Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak
[mecaz]
  • Kendinde olmayan bir özelliği varmış gibi göstermek
[halk ağzında]
  • Gözetlemek, gizlice izlemek

MUSALLAT (Kelime Kökeni: Arapça musallaṭ)


[sıfat]
  • Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • musallat etmek
  • musallat olmak


SOLLAMAK


[nesnesiz]
  • Bir taşıt, önünden gitmekte olan taşıtın solundan geçmek

    Emirgân iskelesinin oralarda, ansızın sollayan serseri bir kamyondan kıl payı kurtuldu. - Attila İlhan


SULATMAK


[-e] [-i]
  • Sulama işini yaptırmak

    Belediye bahçeleri sulatıyor, yangın söndürmenin yedek sularını da kullanıyormuş. - Memduh Şevket Esendal


STOKLAMA


[isim]
  • Stoklamak işi

TOSLAMAK


[-i]
  • Tos vurmak

    Koç çocuğu tosladı.

[-e]
  • Taşıt ön kısmını bir yere veya bir başka taşıta hafifçe çarpmak
[-e]
  • Önündeki cismi görmeyerek hızla ona çarpmak
[-e] [argo]
  • Para vermek

    Beyoğlu'na çıkmadan rejisör ona bir elli kâğıt tosladı. - Attila İlhan

[-e] [argo]
  • Birine rastlamak, rastgelmek
[mecaz]
  • Takılmak

    Böyle bir ortamda ana caddenin yapımına hız veren belediye yetkilileri, meseleyi kapanmış addedip hiçbir engele toslamadan rahatlıkla geçirebilirdiler yolu. - Elif Şafak


ALLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu


OLUMLAMA


[isim] [mantık]
  • Olumluluğu ortaya koyma, icap

SOLUTMAK


[-i]
  • Solumasına sebep olmak

    Bu yokuş beni soluttu.