TOMRUKLAMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



TOMRUKLAMAK harflerini içeren 7 harfli 24 kelime bulunuyor. 7 harfli TOMRUKLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

TOMURMA11, KOKUTMA10, KUMLAMA10, KORUMAK10, MAMULAT10, MALUMAT10, OTURMAK10, OKUTMAK10, AKORTLU9, KOKLAMA9, KUTLAMA9, KOTLAMA9, KOTARMA9, KARAMUK9, KAMAROT9, KAKAOLU9, MUTLAKA9, OTARMAK9, OTLAMAK9, OKLAMAK9, OKRAMAK9, TURLAMA9, KARAKOL8, KARAKUL8


KARAKOL


[isim]
  • Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı

    O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. - Refik Halit Karay

[tarih]
  • Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karakola düşmek
  • karakol gezmek
  • karakol kurmak

Birleşik Kelimeler: karakol gemisi, karakol hattı, ileri karakol, jandarma karakolu, nizamiye karakolu, polis karakolu, sınır karakolu


KARAKUL


[isim] [hayvan bilimi]
  • Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun, karagül

AKORTLU


[sıfat]
  • Akordu olan, akort edilmiş

KOKLAMA


[isim]
  • Koklamak işi

KUTLAMA


[isim]
  • Kutlamak işi, tebrik

KOTLAMA


[isim]
  • Kotlamak işi

KOTARMA


[isim]
  • Kotarmak işi

    Bizim pişirip kotarmaya uğraştığımız işe yabancı eller de mi karışıyordu? - Hüseyin Rahmi Gürpınar


KARAMUK


[isim] [bitki bilimi]
  • Karanfilgillerden, ekin tarlalarında biten, yaprakları karşılıklı, çiçeği pembe mor renkte, zararlı bir bitki (Agrostemmagithago)
[halk ağzında]
  • Vücutta kara renkli kabarcıklara sebep olan bir hastalık
[halk ağzında]
  • Koyunlarda görülen bir hastalık türü

KAMAROT (Kelime Kökeni: İtalyanca camaroto)


[isim]
  • Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli

    Masabaşında hizmet ederken erkeklik falan yok, kamarotsun, kamarot erkeklik taslayacak değil, işini bilecek, o kadar. - Zeyyat Selimoğlu


KAKAOLU


[sıfat]
  • İçinde kakao bulunan

Birleşik Kelimeler: kakaolu kek


MUTLAKA (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳā)


[zarf]
  • Kesinlikle

    Ben sözü, her okuyuşumuzda mutlaka gülümseten bir şiirine getirdim. - Ahmet Kabaklı


OTARMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Otlatmak

OTLAMAK


[nesnesiz]
  • Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak

    Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Meşgul olmak

    Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış. - Attila İlhan

[argo]
  • Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek

OKLAMAK


[nesnesiz]
  • Ok gibi fırlamak
[-i]
  • Okla vurmak

OKRAMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek