TOKURDATMA Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



TOKURDATMA harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli TOKURDATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tokurdatma ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Tokurdatma olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOKUMA11, DURMAK10, KOMUTA9, KORUMA9, KURADA9, ORTADA9, OTURMA9, OKUTMA9, TOMRUK9, TORTUM9, KURAMA8, KADRAT8, MUKAAR8, MATRUT8, OTARMA8, OTAMAK8, OTURAK8, OKTRUA8, OKRAMA8, TUTMAK8, ARTMAK7, MATRAK7, TARTMA7, TATMAK7


ARTMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük heybe
[nesnesiz]
  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu


MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)


[isim] [eskimiş] [tarih]
  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek
[sıfat] [argo]
  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek


TARTMA


[isim]
  • Tartmak işi
[spor]
  • Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme
[isim]
  • Başörtüsü, yemeni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tartma tartmak


TATMAK


[-i]
  • Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
[mecaz]
  • Duymak, hissetmek

    Yaşamın her acısını tatmış.


KURAMA


[isim]
  • Türkistan'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse

KADRAT (Kelime Kökeni: Fransızca cadrat)


[isim]
  • Dizgide harfler arasına konulan yazısız metal parçası

MUKAAR (Kelime Kökeni: Arapça muḳaʿʿar)


[sıfat] [eskimiş] [matematik] [fizik]
  • İçbükey

MATRUT (Kelime Kökeni: Arapça maṭrūd)


[sıfat] [eskimiş]
  • Kovulmuş, çıkarılmış

OTARMA


[isim]
  • Otarmak işi

OTAMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Bitkinin yaprak veya köklerini vererek hastalığı iyi etmeye çalışmak, tedavi etmek

OTURAK


[isim]
  • Oturulacak yer veya şey
[sıfat]
  • Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
[denizcilik]
  • Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi


OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)


[isim] [eskimiş]
  • Şehre giren şeylerden alınan vergi

OKRAMA


[isim]
  • Okramak işi

TUTMAK


[-i]
  • Elde bulundurmak, ele almak

    Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Uğramak

    Vapur İzmir'i tutmayacakmış.

[-e] [-i]
  • Hedef olarak almak

    Taşa tutmak.

[-e] [-i]
  • Alacağa veya vereceğe saymak

    On bin lirayı borcunuza tuttum.

[-e] [-i]
  • Yaklaştırmak

    Biraz toz olsa mendilini burnuna tutar. - Abdülhak Şinasi Hisar

[nesnesiz]
  • Beklenen sonucu vermek

    Toprağa atılan her tohum bir ümittir. Tohum ya tutar ya tutmaz. Ya yeşerir ya yeşermez. - Şevket Rado

[nesnesiz]
  • İş görebilmek

    Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona. - Tarık Buğra

[nesnesiz]
  • Sürmek, zaman almak

    Bu iş iki saat tuttu.

[nesnesiz]
  • Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak

    Boya tutmadı. Çivi iyi tuttu.

[spor]
  • Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tut kelin perçeminden
  • tut ki
  • tuttuğu altın olsun
  • tuttuğu dal elinde kalmak
  • tuttuğunu koparmak

Birleşik Kelimeler: tutçek, vurtut, çultutmaz, yantutmaz


KOMUTA


[isim] [askerlik]
  • Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komuta etmek

Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri