TİCANİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



TİCANİLİK harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli TİCANİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İNCİK8, İNCİL8, İTİCİ8, İKİCİ8, KİNCİ8, TACİL8, TACİK8, CİNAİ8, CİNLİ8, ANTİK5, İNTAK5, İTİLA5, İTİNA5, İTLİK5, İLKİN5, İKİLİ5, KİTİN5, KİLİT5, KİNLİ5, KATİL5, LİKİT5, LAKİN5, LATİN5, NAKLİ5, NAKİT5, NAKİL5, TİLKİ5, TALİK5


ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)


[sıfat] [tarih]
  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ


İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Konuşturma söyletme
[edebiyat]
  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak


İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Yücelme

    Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itila etmek


İTİNA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtināʾ)


[isim]
  • Özen

    Büyük bir itina ile yalancı dolma doldurdu. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itina etmek


İTLİK


[isim]
  • İtçe davranış

    Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı


İLKİN


[zarf]
  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu


İKİLİ


[sıfat]
  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

[isim] [müzik]
  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet
[isim]
  • İki kişiden oluşmuş topluluk
[isim]
  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili


KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)


[isim] [biyoloji]
  • Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde

KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)


[isim]
  • Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti

    Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç

[denizcilik]
  • Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka
[halk ağzında]
  • Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilidi küreği olmamak
  • kilit altına almak
  • kilit gibi olmak
  • kilit kürek altına almak
  • kilit kürek olmak
  • kilit vurmak

Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi


KİNLİ


[sıfat]
  • Kindar

KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)


[isim]
  • İnsan öldüren kimse, cani

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]
  • Öldürücü, ölüme neden olan

    Katil kurşun.

Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil

[isim]
  • Öldürme

Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam


LİKİT (Kelime Kökeni: Fransızca liquide)


[sıfat] [fizik]
  • Sıvı

    Likit gaz.

[isim] [ekonomi]
  • Nakit

Birleşik Kelimeler: likit fon


LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)


[bağlaç]
  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı


LATİN


[isim]
  • İtalya'da Latium bölgesi halkından olan kimse

Birleşik Kelimeler: Latin çiçeği, Latin dilleri, Latin halkları, Latin harfleri, Latin yelkeni


NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Taşıma ile ilgili olan

Birleşik Kelimeler: naklî mazi