TELGRAFHANE harflerini içeren 5 harfli 57 kelime bulunuyor. 5 harfli TELGRAFHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AGRAF15,
AFGAN15,
AHLAF15,
AHFAT15,
FAHTE15,
FETHA15,
FELAH15,
FERAH15,
HALFA15,
HALEF15,
HAFTA15,
NEFHA15,
REFAH15,
AREFE11,
ATFEN11,
ETFAL11,
ETRAF11,
EFRAT11,
FALAN11,
FANTA11,
FENER11,
LENFA11,
NAFTA11,
NEFER11,
TARAF11,
TAFRA11,
TELEF11,
AHRET9, AHLAT9,
ERGEN9,
ENGEL9,
EGALE9,
GRENA9,
GALAT9,
GELEN9,
GENEL9,
GEREN9,
HELEN9,
HALEN9,
HALET9,
HALAT9,
HARTA9,
LAGAR9,
RAHNE9,
RAHLE9,
RAHAT9,
TAHRA9,
TENHA9,
TENGE9,
ARENA5,
ANELE5,
ANTRE5,
ENTEL5,
LANET5,
NELER5,
TARLA5,
TALAN5
ARENA
(Kelime Kökeni: Fransızca arena)
[isim]
-
Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan
[mecaz]
-
Siyasi çekişmelerin geçtiği yer
ANELE
(Kelime Kökeni: İtalyanca anello)
[isim] [denizcilik]
-
Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
ANTRE
(Kelime Kökeni: Fransızca entrée)
[isim]
ENTEL
(Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)
[sıfat]
-
Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
[isim] [mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
LANET
(Kelime Kökeni: Arapça laʿnet)
[isim]
[sıfat]
-
Kötü, berbat, çok kötü
Lanet bir adam.
[ünlem]
Ata Sözleri ve Deyimler
- lanet etmek
- lanet okumak
- lanet olsun!
NELER
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
TARLA
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- tarla açmak
- tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
- tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
- tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı
Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası
TALAN
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- talandan geçmek
- talan etmek
Birleşik Kelimeler: alan talan
AHLAT
(Kelime Kökeni: Rumca)
[isim] [bitki bilimi]
-
Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)
[bitki bilimi]
-
Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi
[argo]
-
Kaba adam, yol iz bilmez kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer
[isim] [eskimiş]
-
Bir karışım içindeki parçalar, ögeler
[fizyoloji]
-
Beden yapısının temelini oluşturan ögeler
Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa
[isim]
-
Bitlis iline bağlı ilçelerden biri
ERGEN
[sıfat]
-
Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ
Ata Sözleri ve Deyimler
- ergene karı boşamak kolay
- ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
- ergen olmak
ENGEL
[isim]
[spor]
-
Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer
Ata Sözleri ve Deyimler
- engel çıkarmak
- engel olmak
- engel tanımamak
Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli
EGALE
(Kelime Kökeni: Fransızca égale)
GRENA
(Kelime Kökeni: Fransızca grenat)
[isim] [mineraloji]
-
Nar çiçeği renginde bir süs taşı
GALAT
(Kelime Kökeni: Arapça ġalaṭ)
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: galatıhis, galatımeşhur
GELEN
[sıfat]
-
Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
[fizik]
-
Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)
Ata Sözleri ve Deyimler
- gelen ağam giden paşam
- gelene git denilmez
- gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)
Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen