TEKRARLANMAK harflerini içeren 6 harfli 67 kelime bulunuyor. 6 harfli TEKRARLANMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ARATMA7,
ARTMAK7,
ARANMA7,
ANLAMA7,
ARAMAK7,
ATLAMA7,
ATANMA7,
ATAMAN7,
ATAMAK7,
ANAMAL7,
AKAMET7,
AMETAL7,
AKLAMA7,
ALARMA7,
ALAMET7,
ELAMAN7,
KANMAK7,
KARMAK7,
KARAMA7,
KAKNEM7,
KAMARA7,
KAMERA7,
KANAMA7,
KALKMA7,
KALMAK7,
KATMAK7,
KATMAN7,
KATMER7,
MALKAR7,
MAKTEL7,
MARKKA7,
MARKET7,
MANTAR7,
MAKARA7,
MAKALE7,
MERKAT7,
MATRAK7,
MATARA7,
NAMERT7,
REKLAM7,
TERMAL7,
TARAMA7,
TAKMAK7,
TEKMAN7,
ANKARA6,
AKARET6,
ALATEN6,
KRAKER6,
KRATER6,
KANTAR6,
KARTAL6,
KARTEL6,
KARATE6,
KANAAT6,
KANARA6,
KANATA6,
KALTAK6,
KALKAN6,
KALKER6,
KERATA6,
KENTAL6,
KATRAK6,
KATRAN6,
KATANA6,
NEKTAR6,
TANKER6,
TEKRAR6
ANKARA
[isim]
-
Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri, Türkiye'nin başkenti
Birleşik Kelimeler: Ankara çiğdemi, Ankara keçisi, Ankara kedisi, Ankara taşı, Ankara tavşanı
AKARET
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāret)
[isim] [eskimiş]
ALATEN
[sıfat] [halk ağzında]
KRAKER
(Kelime Kökeni: Fransızca cracker)
[isim]
-
Bir tür gevrek ve tuzlu bisküvi
KRATER
(Kelime Kökeni: Fransızca cratère)
[isim] [jeoloji]
Birleşik Kelimeler: krater gölü
KANTAR
(Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)
[isim]
-
Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
[eskimiş]
-
56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi
İki kantar kireç.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kantara çekmek (veya vurmak)
- kantarın topunu kaçırmak
Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı
KARTAL
[isim] [hayvan bilimi]
Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı
[isim]
-
İstanbul iline bağlı ilçelerden biri
KARTEL
(Kelime Kökeni: Fransızca cartel)
[isim] [ekonomi]
-
Tekelci sermaye piyasasında, birtakım ticaret, üretim kuruluşlarının, genellikle kazanma veya başka kuruluşlara karşı tutunabilme vb. amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği
[isim] [denizcilik]
-
Gemilerde içlerine içme suyu konulan, ortası basık, küçük fıçı
KARATE
(Kelime Kökeni: Japonca)
[isim]
-
Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi
KANAAT
(Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)
[isim]
-
Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanaat etmek
- kanaat getirmek
- kanaat gibi devlet olmaz
Birleşik Kelimeler: kıt kanaat
KANARA
(Kelime Kökeni: Arapça ḳinnāre)
[isim] [eskimiş]
KANATA
(Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)
[isim]
-
Ağzı geniş, tek kulplu su kabı
KALTAK
[isim]
-
Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
[kaba konuşmada]
Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı
KALKAN
[isim]
-
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalkan etmek
- kalkan olmak
Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan
[isim] [hayvan bilimi]
-
Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)
Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan
KALKER
(Kelime Kökeni: Fransızca calcaire)
[isim] [mineraloji]
Birleşik Kelimeler: sedefli kalker