Te ile Başlayan 4 Harfli Kelimeler



TE harfleri ile başlayan 4 harfli 14 kelime bulunuyor. Başında TE olan 4 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "te ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Te olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

TEYP10, TEFE10, TE8, TEPE8, TE8, TEŞT7, TEST5, TERS5, TEMA5, TERK4, TELA4, TEKE4, TEİN4, TERE4


TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)


[isim]
  • Bırakma, ayrılma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terk etmek


TELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tela)


[isim]
  • Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez

TEKE


[isim] [hayvan bilimi]
  • Erkek keçi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekeden süt çıkarmak

Birleşik Kelimeler: teke dikeni, tekesakalı, boynuzluteke


TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)


[isim]
  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

TERE (Kelime Kökeni: Farsça tere)


[isim] [bitki bilimi]
  • Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium sativum)

Birleşik Kelimeler: çayır teresi, su teresi, yaban teresi


TEST (Kelime Kökeni: İngilizce test)


[isim]
  • Bir kimsenin, bir topluluğun doğal veya sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama
[eğitim bilimi]
  • Doğru cevabın seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü

    O gün üniversite test sınavında kazanamadığını öğrenmiştir. - Haldun Taner

[biyoloji] [fizik]
  • Biyolojik bir işlevi veya değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama
[tıp]
  • Bir hastalığın varlığını ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • test etmek

Birleşik Kelimeler: gebelik testi, kalibrasyon testi, kurbağa testi, tüberkülin testi, zekâ testi


TERS


[sıfat]
  • Gerekli olan duruma karşıt, zıt
[isim]
  • Bir şeyin içe gelen yanı, arkası

    Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. - Çetin Altan

[isim]
  • Kesici bir aletin kesmeyen yanı

    Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz

    Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert

    Ters adamın işi de ters gider. - Memduh Şevket Esendal

[isim] [mecaz]
  • Bir şeyin aksi, karşıtı

    Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ters anlamak
  • ters düşmek
  • ters gitmek
  • tersi dönmek
  • tersinden okumak
  • tersine çevirmek
  • tersine dönmek
  • tersine gitmek
  • ters tarafından kalkmak

Birleşik Kelimeler: ters açı, ters baskı, tersbeşik, ters düz, ters evirme, ters pers, ters ters, ters yüz, şeytantersi

[isim]
  • Hayvan pisliği

TEMA (Kelime Kökeni: İtalyanca tema)


[isim]
  • Asıl konu, temel motif, ana konu

    Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. Tablonun teması.

[edebiyat]
  • Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tem, ana konu
[müzik]
  • Bir besteyi oluşturan temel motif, ana konu

TEŞT (Kelime Kökeni: Farsça ṭaşt)


[isim] [halk ağzında]
  • Çamaşır leğeni

TEPİ


[isim] [ruh bilimi]
  • Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, içtepi, itki

Birleşik Kelimeler: içtepi


TEPE


[isim]
  • Bir şeyin en üstteki bölümü

    Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. - Sait Faik Abasıyanık

[teklifsiz konuşmada]
  • Birinin yanı başı, baş ucu

    Tepemde durup canımı sıktı.

[anatomi]
  • Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü

    Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor. - Refik Halit Karay

[coğrafya]
  • Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi

    Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti. - Necati Cumalı

[matematik]
  • Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
[matematik]
  • İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
[matematik]
  • Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tepeden bakmak
  • tepesi atmak
  • tepesinde bitmek
  • tepesinde değirmen çevirmek
  • tepesinde havan dövmek
  • tepesinden kaynar sular dökülmek
  • tepesine binmek (veya çıkmak)
  • tepesine dikilmek
  • tepesinin tası atmak
  • tepesi üstü

Birleşik Kelimeler: tepe açısı, tepe aşağı, tepebaşı, Tepebaşı, tepe camı, tepegöz, tepegözler, tepe lambası, tepetakla, tepe tomurcuğu, tepeüstü, tepe üstü, tepeden ayağa, tepeden inme, tepeden tırnağa, ada tepe, dere tepe, tanık tepe, dalga tepesi, hacet tepesi


TEHİ (Kelime Kökeni: Farsça tehī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Boş

    Vallahi rüyasını görmüştüm, geçen gece, tenha, tehi bir yoldaymışız. - Haldun Taner


TEYP (Kelime Kökeni: İngilizce tape)


[isim]
  • Manyetik bir bant üzerine sesleri kaydeden ve okuyan aygıt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teybe almak

Birleşik Kelimeler: videoteyp


TEFE


[isim]
  • Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça