TAŞAKLI harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli TAŞAKLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AŞIK8,
AŞIT8,
ATIŞ8,
ALIŞ8,
AKIŞ8,
ATAŞ7,
ŞAKA7,
ATIK5,
ATIL5,
ATLI5,
ATKI5,
ALIK5,
ALTI5,
AKIL5,
AKLI5,
KITA5,
KATI5,
TAKI5,
ATAK4,
KALA4,
LAKA4,
LATA4,
TALK4,
TAKA4
ATAK
[sıfat]
[halk ağzında]
[isim] [tıp]
-
Aniden başlayan hastalık nöbeti
[isim]
[spor]
-
Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak
KALA
[zarf]
LAKA
(Kelime Kökeni: İtalyanca lacca)
[isim]
[isim]
-
Yol üzerinde oluşan çukur
LATA
(Kelime Kökeni: İtalyanca latta)
[isim]
[isim] [eskimiş]
TALK
(Kelime Kökeni: Arapça ṭalḳ)
[isim] [mineraloji]
-
Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum
Birleşik Kelimeler: talk pudrası, talk şist
TAKA
[isim] [denizcilik]
[mecaz]
-
Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
ATIK
[isim]
-
Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı
ATIL
(Kelime Kökeni: Arapça ʿāṭil)
[sıfat]
[fizik]
ATLI
[sıfat]
[isim]
[askerlik]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: atlıkarınca, atlı karınca, atlı spor
ATKI
[isim]
[halk ağzında]
Birleşik Kelimeler: atkı iplik
ALIK
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: alık salık
ALTI
[isim]
-
Beşten sonra gelen sayının adı
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- altıdan yemek
- altı karış beberuhi
- altı okka etmek
- altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur
Birleşik Kelimeler: altıgen, Altıkardeş, altıparmak, altıpatlar, altı yol
AKIL
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳl)
[isim]
-
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
[ruh bilimi]
Ata Sözleri ve Deyimler
- akıl akıldan üstündür
- akıl akıl, gel çengele takıl
- akıl alır gibi değil
- akıl almak
- akıl almamak
- akıl bırakmamak
- akılda kalmak
- akıldan çıkarmak
- akıldan çıkmak
- akıl danışmak
- akılda tutmak
- akıl durdurmak
- akıl erdirememek (veya ermemek)
- akıl erdirmek
- akıl ermek
- akıl etmek
- akıl havsala almamak
- akıl için yol (veya tarik) birdir
- akıl işi değil
- akıl kişiye sermayedir
- akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)
- akıl öğretmek
- akıl para ile satılmaz
- akıl sır ermemek
- akıl terelelli (olmak)
- akıl var, izan (veya mantık veya yakın) var
- akıl vermek
- akıl yaşta değil baştadır
- akıl yürütmek
- akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek
- akla fenalık vermek
- akla gelmek
- akla gelmemek
- akla gelmeyen başa gelir
- akla hayale gelmemek
- akla sığar gibi
- akla sığmamak
- aklı almamak
- aklı başa yaş getirir
- aklı başına gelmek
- aklı başından gitmek
- aklı başka yerde olmak
- aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak
- aklı bir yerde olmak
- aklı bokuna karışmak
- aklı çıkmak
- aklı dağılmak
- aklı durmak
- aklı ermek
- aklı fikri bir şeyde olmak
- aklı gitmek
- aklı kalmak
- aklı karışmak
- aklı kesmek
- aklı kesmemek
- aklıma gelen başıma geldi
- aklına bir şey gelmek
- aklına bir şey gelmesin
- aklına düşmek
- aklına esmek
- aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
- aklına geleni söylemek
- aklına geleni yapmak
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklına getirmek
- aklına koymak
- aklına koymak
- aklına mukayyet olmak
- aklına sığdırmak
- aklına sığmamak
- aklına şaşayım (veya şaşarım)
- aklına takmak
- aklına turp sıkayım
- aklına tüküreyim
- aklına uymak
- aklına yatmak
- aklına yelken etmek
- aklında kalmak
- aklından çıkarmamak
- aklından çıkmak
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklından zoru olmak
- aklında olsun (veya kalsın!)
- aklında tutmak
- aklını (bir şeyle) bozmak
- aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek)
- aklını başından almak
- aklını başka yere vermek
- aklını çalmak
- aklını çelmek
- aklını devşirmek
- aklını kaçırmak
- aklını karıştırmak
- aklını kullanmak
- aklının ayarını bozmak
- aklının bir köşesine yazmak
- aklının köşesinden geçmemek
- aklının terazisi bozulmak
- aklının ucundan bile geçirmemek
- aklını oynatmak
- aklını peynir ekmekle yemek
- aklını şaşırmak
- aklını takmak
- aklını yormak
- aklınla bin yaşa
- aklın süzgecinden geçirmek
- aklın yolu birdir
- aklı sonradan gelmek
- aklı takılmak
- aklı yatmak
- aklı zıvanadan çıkmak
Birleşik Kelimeler: akılalmaz, akıl defteri, akıl dışı, akıl dişi, akıl doktoru, akıl hastanesi, akıl hastası, akıl hocası, akıl kârı, akıl kethüdası, akıl kumkuması, akıl kutusu, akıl küpü, akıl zayıflığı, akıldan yoksun, akıllara seza, akıllara şifa, akıllara zarar, akıllara ziyan, koyma akıl, oyma akıl, akla yakın, akla yatkın, akla zarar, akla ziyan, aklı başında, aklıevvel, aklı kıt, aklıselim, aklı sıra, aklı tam ayar, aklı yetik
AKLI
[sıfat]
-
Beyazı bulunan, beyaz renkli
Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı.
- Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: aklı karalı
KITA
(Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭʿa)
[isim] [coğrafya]
-
Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara
Avrupa kıtası.
[askerlik]
[edebiyat]
[eskimiş]
-
Parça, tane
İki kıta mektup.
Birleşik Kelimeler: kıta sahanlığı, kıtalar arası, hazır kıta, ihtiram kıtası, onur kıtası, şeref kıtası