TAVŞANKULAĞI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



TAVŞANKULAĞI harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli TAVŞANKULAĞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAŞAĞI17, TAVŞAN15, AĞALIK14, AĞLATI14, AVUKAT13, VATLIK13, AVANTA12, AVANAK12, ALATAV12, KAVALA12, KAVATA12, NAKAVT12, UTANIŞ11, UŞAKLI11, ATANIŞ10, TAŞLIK10, TAŞKIN10, ULANTI8, ANLATI7, ATALIK7, ANALIK7, NATIKA7, TALKIN7, KANAAT6, KANATA6, KATANA6


KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)


[isim]
  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat


KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)


[isim]
  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi


ANLATI


[isim]
  • Ayrıntılarıyla anlatma
[edebiyat]
  • Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, öyküleme, tahkiye

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı


ATALIK


[isim]
  • Ataya yakışır davranış, babalık

ANALIK


[isim]
  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

[halk ağzında]
  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık


NATIKA (Kelime Kökeni: Arapça nāṭiḳa)


[isim] [eskimiş]
  • Düşünüp söyleme yeteneği

TALKIN (Kelime Kökeni: Arapça telḳīn)


[isim] [din bilgisi]
  • Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talkın vermek


ULANTI


[isim]
  • Ulanan şey

ATANIŞ


[isim]
  • Atanma işi

TAŞLIK


[sıfat]
  • Taşı bol, taşlı (yer)

    Atları erlerden birine bıraktılar, inişli yokuşlu taşlık bir keçi yolundan yürüdüler. - Refik Halit Karay

[isim]
  • Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb

    Giderken taşlıktaki duvar çivilerinde asılı palto, baston, şemsiye gibi şeyleri toparlamayı ihmal etmediler. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı (II), konsa

TAŞKIN


[sıfat]
  • Taşmış bir durumda olan
[isim]
  • Su baskını, seylap, feyezan
[mecaz]
  • Aşırı

    Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: taşkın ıslahı, su taşkını


UTANIŞ


[isim]
  • Utanma işi

UŞAKLI


[isim]
  • Uşak ilinden olan kimse

AVANTA


[isim] [argo]
  • Bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç

    Şarkı söyleyip para kazanmaya bir çeşit avanta gözüyle bakıyordu. - Murathan Mungan