TAVŞANBIYIĞI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



TAVŞANBIYIĞI harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli TAVŞANBIYIĞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YIĞIŞ19, BAĞIŞ18, YAĞIŞ18, AŞAĞI16, YIĞIN16, YAVAŞ16, BAĞIN15, BAĞIT15, BAĞAN14, AYVAN13, YAVAN13, BATIŞ11, TAVAN11, VATAN11, YANIŞ11, YAŞIT11, YATIŞ11, BAŞTA10, BAŞAT10, ŞABAN10, ŞAYAN10, BAYAN9, BAYAT9, TANIŞ9, TABYA9, YABAN9, BATIN8, TAYIN8, YANIT8, TABAN7


TABAN


[isim]
  • Ayağın alt yüzü, aya
[coğrafya]
  • Bir ırmağın en derin olan orta yeri
[denizcilik]
  • Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
[matematik]
  • Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide

    Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı.

[matematik]
  • Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
[halk ağzında]
  • Tarlanın düz ve verimli kesimi
[eskimiş]
  • Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabana kuvvet
  • tabana kuvvet kaçmak
  • taban çıkmak (veya girmek veya koymak)
  • tabanları kaldırmak
  • tabanları patlamak
  • tabanları yağlamak
  • taban tabana zıt (olmak)
  • taban tepmek (veya patlatmak)
  • taban yapmak

Birleşik Kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı

[zarf] [eskimiş]
  • Huy bakımından

BÂTIN (Kelime Kökeni: Arapça bāṭin)


[isim]
  • İç
[sıfat]
  • Gizli, görünmeyen
[isim] [eskimiş]
  • Karın
[toplum bilimi]
  • Kuşak

    O, dördüncü batından dedesi oluyor.


TAYIN (Kelime Kökeni: Arapça taʿyīn)


[isim] [askerlik]
  • Asker azığı

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

[askerlik]
  • Asker ekmeği

Birleşik Kelimeler: tayın bedeli, asker tayını


YANIT


[isim]
  • Cevap

    Türk Eli'nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı. - Nezihe Araz

[kimya]
  • Canlı organizmaların tedavi veya diğer nedenlerle maruz kaldığı maddelere, durumlara karşı gösterdiği tepkime, reaksiyon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanıt vermek

Birleşik Kelimeler: yanıt hakkı


BAYAN


[isim]
  • Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü

    Bayan İnci.

[ünlem]
  • Kadınlara bir seslenme sözü

    Bayan! Kimi aradınız?

Birleşik Kelimeler: başbayan


BAYAT


[sıfat]
  • Taze olmayan

    Dükkânlar karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayaktakımı her gün artıyor. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmiş, çok söylenmiş

    Bayat haber. Bayat espri.

[isim] [tarih]
  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
[isim]
  • Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri

TANIŞ


[sıfat]
  • Tanıdık (kimse veya yer)

    Birdenbire samimileşiverdi, kırkyıllık tanış olup çıktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tanış çıkmak


TABYA (Kelime Kökeni: Arapça taʿbiye)


[isim] [askerlik]
  • Bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen yapı

Birleşik Kelimeler: yıldız tabya


YABAN (Kelime Kökeni: Farsça yābān)


[isim]
  • İnsan yaşamayan ıssız yer
[sıfat]
  • Issız

    Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]
  • Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse

    Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yabana atmak
  • yabana gitmek
  • yabana söylemek

Birleşik Kelimeler: yaban arısı, yaban armudu, yaban asması, yaban baklası, yaban çileği, yaban defnesi, yaban domuzu, yaban enginarı, yaban eriği, yaban eşeği, yaban fesleğeni, yaban gülü, yaban havucu, yaban inciri, yaban kazı, yaban keçisi, yaban kedisi, yaban keteni, yaban koyunu, yaban maydanozu, yaban mersini, yaban nanesi, yaban ördeği, yaban pancarı, yaban pazısı, yaban sümbülü, yaban tavşanı, yaban teresi, yaban turpu, yaban yasemini, yazı yaban


BAŞTA


[zarf]
  • İlk olarak

    Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • başta gelmek
  • başta gitmek


BAŞAT


[sıfat]
  • Baskın

Birleşik Kelimeler: başat karakter


ŞABAN (Kelime Kökeni: Arapça şaʿbān)


[isim]
  • Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi

ŞAYAN (Kelime Kökeni: Farsça şāyān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Uygun, yaraşır, değer, layık

BATIŞ


[isim]
  • Batma işi

    Gün batışını gördün ya, öyleyse doğuşu da seyret. - Ahmet Kabaklı


TAVAN


[isim]
  • Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı

    Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[halk ağzında]
  • Çatı kiremidi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tavana vurmak
  • tavan başına çökmek (veya yıkılmak)
  • tavan yapmak

Birleşik Kelimeler: tavan aralığı, tavan arası, tavan fiyatı, tavan penceresi, tavan süpürgesi, asma tavan