TAVUSKUYRUĞU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



TAVUSKUYRUĞU harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli TAVUSKUYRUĞU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

TUYUĞ16, YUVAK14, YUVAR14, YAVRU14, SUVAT13, SAVUR13, TUĞRA13, TAVUS13, UĞRAK13, VURUK13, AVURT12, KAVUT12, TAVUK12, VAKUR12, SUYUK10, KUYTU9, UYRUK9, KURYA8, KUSUR8, SUKUT8, USKUR8, YUTAK8, YAKUT8, KUTUR7, KURUT7, SURAT7, KARST6


KARST (Kelime Kökeni: Almanca Karst)


[isim] [jeoloji]
  • Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi

KUTUR (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṭr)


[isim] [eskimiş] [matematik]
  • Daire ve kürede çap

Birleşik Kelimeler: nısıf kutur


KURUT


[isim] [halk ağzında]
  • Kurutulmuş süt ürünü

    Yoğurt kurutu. Kaymak kurutu.


SURAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣūret)


[isim]
  • Yüz (II)

    Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu. - Attila İlhan

[mecaz]
  • Somurtkanlık, asık yüzlülük
[mecaz]
  • Soğuk davranma

    Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • surat (veya suratı) bir karış
  • surata bak süngüye davran
  • surat asmak
  • surat etmek
  • suratı bir karış asılmak
  • suratı değişmek
  • suratı kasap süngeriyle silinmiş
  • suratına indirmek
  • suratından düşen bin parça olmak
  • suratını dağıtmak
  • suratını ekşitmek (veya buruşturmak)
  • suratı sirke satmak
  • surat kalmamak
  • surat mahkeme duvarı

Birleşik Kelimeler: surat düşkünü, asık surat, çatık surat, ekşi surat, kepçe surat


KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)


[isim]
  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KUSUR (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṣūr)


[isim]
  • Eksiklik, noksan, nakisa

    Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok. - Mehmet Çınarlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kusura bakmamak (veya kalmamak)
  • kusur aramak
  • kusur bulmak
  • kusur etmek
  • kusur etmemek
  • kusur işlemek

Birleşik Kelimeler: ağır kusur


SUKUT (Kelime Kökeni: Arapça suḳūṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Düşme

    Bu davanın sukutunu talep ederim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sukut etmek

Birleşik Kelimeler: sukutuhayal


USKUR (Kelime Kökeni: İngilizce screw)


[isim]
  • Pervane

    Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış. - Attila İlhan


YUTAK


[isim] [anatomi]
  • Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk

Birleşik Kelimeler: yutak iltihabı


YAKUT (Kelime Kökeni: Arapça yāḳūt)


[isim] [jeoloji]
  • Pembe veya erguvan tonları ile karışık koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş
[sıfat]
  • Bu taştan yapılmış veya bu taşla süslenmiş

    Yakut yüzük.

Birleşik Kelimeler: gök yakut

[isim]
  • Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu veya bu topluluktan olan kimse, Saha

KUYTU


[sıfat]
  • Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)

    Kahvenin kuytu bir köşesinde bağıra bağıra konuşuyorlardı. - Sait Faik Abasıyanık


UYRUK


[isim] [hukuk]
  • Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olma durumu, tebaa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uyruğuna girmek


SUYUK


[isim] [biyoloji]
  • Organizmanın kan, lenf vb. sıvı bölümü

AVURT


[isim]
  • Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • avurdu avurduna geçmek
  • avurt (veya avurtlarını) şişirmek
  • avurtları çökmek (veya birbirine geçmek)
  • avurt satmak (veya avurt zavurt etmek)

Birleşik Kelimeler: avurt ünsüzü, art avurt, ön avurt


KAVUT


[isim]
  • Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa pekmez, şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek