TANRISIZLIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



TANRISIZLIK harflerini içeren 7 harfli 41 kelime bulunuyor. 7 harfli TANRISIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SIZILTI14, SIZINTI14, ANITSIZ13, AKILSIZ13, KINASIZ13, KIZILTI13, SARIKIZ13, SAKIZLI13, TANISIZ13, ZIRILTI13, ANIZLIK12, AZINLIK12, KIZARTI12, KAZINTI12, KARTSIZ12, KISINTI11, KISITLI11, SIRITIK11, SINIRLI11, SIKINTI11, ZIRTLAK11, ASIRLIK10, ASKINTI10, ALTINSI10, KIRINTI10, KASITLI10, KASINTI10, NASIRLI10, SIRTLIK10, SATILIK10, SARILIK10, SARIKLI10, SALINTI10, SAKIRTI10, SAKINTI10, KANITLI9, KARINLI9, KALINTI9, KARINTI9, LAKIRTI9, SIRTLAN9


KANITLI


[sıfat]
  • Kanıtla gösterilmiş, müdellel

KARINLI


[sıfat]
  • Karnı olan

KALINTI


[isim]
  • Artıp kalan şey, bakiye
[mecaz]
  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner


KARINTI


[isim] [denizcilik]
  • Anaforlarda oluşan çevrinti

LAKIRTI


[isim]
  • Söz, laf

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]
  • Boş söz, dedikodu, laf

    Lakırtıdır o, aldırma!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakırtı ağzından dökülmek
  • lakırtı çıkarmak
  • lakırtı etmek
  • lakırtısı ağzında kalmak
  • lakırtısı mı olur?
  • lakırtısını etmek
  • lakırtı taşımak
  • lakırtıya boğmak
  • lakırtıya tutmak
  • lakırtı yetiştirmek
  • lakırtıyı ağzına tıkamak
  • lakırtıyı ezip büzmek
  • lakırtıyı kesmek

Birleşik Kelimeler: lakırtı ebesi, lakırtı kavafı, pis lakırtı


SIRTLAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sırtlangillerden, genellikle leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan, yeleli kurt (Hyaena)

ASIRLIK


[sıfat]
  • Yüzyıllık

ASKINTI


[sıfat]
  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse)
[argo]
  • Karşı cinsi rahatsız eden (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • askıntı olmak


ALTINSI


[sıfat]
  • Altını andıran, altına benzeyen, altın gibi, altınımsı

KIRINTI


[isim]
  • Bir şeyden ayrılan küçük parça, parçacık

    Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper. - Sait Faik Abasıyanık

[halk ağzında]
  • Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun
[mecaz]
  • Küçük kalıntı
[mecaz]
  • Eser, iz, belirti

Birleşik Kelimeler: kırıntı külte, ekmek kırıntısı


KASITLI


[sıfat]
  • İsteyerek, bilerek yapılan, maksatlı

    Bu yüzden İstanbul'un, perde perde sis ardına çekilmekteki ısrarını, kasıtlı bir husumet, kendisine yöneltilmiş bir hakaret gibi algıladı. - Elif Şafak


KASINTI


[isim]
  • Giyeceği daraltmak veya kısaltmak için yapılan eğreti dikiş

    Bu kolun kasıntısını sökmeli.

[mecaz]
  • Büyüklenme, kurum, gurur
[sıfat] [mecaz]
  • Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden (kimse)

NASIRLI


[sıfat]
  • Nasırı olan, nasır bağlamış, nasırlaşmış

    Geçtiği yollarda, incecik ellerine, kahır görmüş köylülerin nasırlı elleri sarıldı, ninelerin dua ile titreyen dudakları dokundu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver


SIRTLIK


[isim]
  • Sırt dayayacak yer

SATILIK


[sıfat]
  • Satışa çıkarılmış olan

    Satılık ev.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satılığa çıkarmak
  • satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir