TANITILMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



TANITILMAK harflerini içeren 5 harfli 58 kelime bulunuyor. 5 harfli TANITILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ILIMA8, KIMIL8, TIKIM8, ATMIK7, ATILI7, ALKIM7, KATIM7, KALIM7, KINLI7, KILMA7, MANTI7, NAMLI7, TINMA7, TIKMA7, TANIM7, TAKIM7, ANMAK6, ANLIK6, ANLAM6, ANTLI6, ATMAK6, ANALI6, ALMAN6, ALMAK6, ALTIN6, ALTIK6, AKMAN6, ITLAK6, KITAL6, KANIT6, KANLI6, KANMA6, KATLI6, KATMA6, KAMAN6, KALIN6, KALIT6, KALMA6, MANAT6, MALAK6, MAKTA6, MAKAT6, MATLA6, TANIT6, TANIK6, TAKMA6, TATMA6, TATLI6, ANLAK5, ALKAN5, AKLAN5, KANAL5, KANAT5, KALAN5, TALAN5, TALAK5, TAKLA5, TAKAT5


ANLAK


[isim] [ruh bilimi]
  • Zekâ

ALKAN (Kelime Kökeni: Fransızca alcane)


[isim] [kimya]
  • Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

AKLAN


[isim] [coğrafya]
  • Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile

    Karadeniz aklanı.


KANAL (Kelime Kökeni: Fransızca canal)


[isim]
  • Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu

    Süveyş Kanalı.

    Panama Kanalı.

[anatomi]
  • İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol
[coğrafya]
  • İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz

    Mozambik Kanalı.

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları


KANAT


[isim]
  • Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ

    Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy

[askerlik]
  • Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah

    Ordunun sağ kanadı.

[spor]
  • Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanadı altına almak
  • kanat açmak
  • kanat alıştırmak
  • kanat çırpmak
  • kanat germek

Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı


KALAN


[sıfat]
  • Kalma işini yapan
[isim] [matematik]
  • Bir çıkarmanın sonucu
[isim] [matematik]
  • Bölme işleminde bölünenden artan sayı

TALAN


[isim]
  • Yağma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talandan geçmek
  • talan etmek

Birleşik Kelimeler: alan talan


TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase


TAKLA


[isim]
  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla


TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)


[isim]
  • Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet

    Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takat getirmek
  • takati kalmamak (veya kesilmek)
  • takati yetmemek

Birleşik Kelimeler: takat sınırı


ANMAK


[-i]
  • Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak

    Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa

[-i] [-le]
  • Bir armağanla birinin gönlünü almak

ANLIK


[sıfat]
  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

[isim] [ruh bilimi]
  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi
[isim] [ruh bilimi]
  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık


ANLAM


[isim] [dil bilimi]
  • Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör
[mantık]
  • Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlam çıkarmak
  • anlamına gelmek
  • anlam vermek

Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda


ANTLI


[sıfat]
  • Ant içmiş

ATMAK


[-e] [-i]
  • Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak

    Taşı suya atmak.

[-e] [nesnesiz]
  • Koymak

    Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. - Burhan Felek

[nesnesiz] [-den]
  • Uzatmak

    Vapurdan iskeleye attılar.

[nesnesiz]
  • Sille, tokat vurmak
[nesnesiz]
  • Top, tüfek vb. silahları patlatmak
[nesnesiz]
  • Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

    Ona üç kurşun attı, vuramadı.

[-e] [nesnesiz]
  • Geri bırakmak, ertelemek

    Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

[-i] [-den]
  • Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak
[-i]
  • İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak

    Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

[-i]
  • Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek

    Şapka inkılabıyla fesi attık.

[-i]
  • Çıkarmak, dışarıya vermek

    Yabancı cisimleri vücut atar.

[-i]
  • Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak

    Köprüyü dinamitle attılar.

[-i]
  • Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak

    Pamuğu atmak.

[nesnesiz]
  • Çatlamak
[nesnesiz]
  • Yırtılmak
[-den]
  • Yapışık olduğu yerden ayrılmak
[nesnesiz]
  • Kalp, nabız vurmak, çarpmak

    Kalbi hızlı hızlı atıyor.

[-i]
  • Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak

    Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

[-i] [-den]
  • Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak
[-i]
  • Değerini eksiltmek
[nesnesiz]
  • Göndermek, yollamak

    Mektup atmak.

[-den]
  • Terk etmek
[argo]
  • Götürmek

    Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. - Attila İlhan

[nesnesiz] [argo]
  • Söylemek

    Gazel attı.

[nesnesiz] [argo]
  • Yalan veya abartmalı söz söylemek

    Gene atmaya başladı.

[nesnesiz] [argo]
  • Bilmeden, kestirerek söylemek

    Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İçki içmek

    Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atıp (veya atmak) tutmak
  • atıyorum
  • atma Recep, din kardeşiyiz
  • atsan atılmaz, satsan satılmaz
  • attığı tırnağa değmemek
  • attığı tırnak kadar olamamak

Birleşik Kelimeler: füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar