TAKSİMETRE Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



TAKSİMETRE harflerini içeren 7 harfli 25 kelime bulunuyor. 7 harfli TAKSİMETRE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AMETİST9, AKSETME9, ESKİTME9, ESİRMEK9, ESRİMEK9, ESTİRME9, ESRİTME9, EKSTREM9, İSTETME9, İSTEMEK9, MATRİKS9, SERAMİK9, SEKİTME9, ERİTMEK8, ESTETİK8, ETTİRME8, EMEKTAR8, EKTİRME8, KRETASE8, KERAMET8, KATETME8, STEARİK8, TİTREME8, TEMATİK8, TRAKEİT7


TRAKEİT (Kelime Kökeni: Fransızca trachéite)


[isim] [tıp]
  • Nefes borusunun iltihaplanması

ERİTMEK


[-i]
  • Erimesini sağlamak, erimesine yol açmak

    Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör... - Haldun Taner

[mecaz]
  • Harcayıp tüketmek
[mecaz]
  • Çok üzmek
[mecaz]
  • Zayıflatmak
[mecaz]
  • Yok etmek

ESTETİK (Kelime Kökeni: Fransızca esthétique)


[isim]
  • Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat

    Boğaziçi'nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış projeler var. - Haldun Taner

[sıfat]
  • Güzellik duygusu ile ilgili olan
[sıfat]
  • Güzellik duygusuna uygun olan

    Büyük bir kısmında edebî ve estetik bir kültüre delalet eden bir lisan kullanılmıştır. - Asaf Halet Çelebi

[felsefe]
  • Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu, bedii
[sıfat] [tıp]
  • Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan (yöntemler)

    Estetik cerrahi.

Birleşik Kelimeler: estetik cerrahi, yad estetik


ETTİRME


[isim]
  • Ettirmek işi

EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan


EKTİRME


[isim]
  • Ektirmek işi

    Bu ektirmeyi yapınca dökülmemiş saçlarınızı da korumuş oluyorsunuz. - Selçuk Erez


KRETASE (Kelime Kökeni: Fransızca crétacé)


[isim] [jeoloji]
  • Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi

KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)


[isim]
  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi


KATETME


[isim]
  • Katetmek işi

STEARİK (Kelime Kökeni: Fransızca stéarique)


[isim] [kimya]
  • Bitkisel ve özellikle hayvansal stearin durumunda bulunan stearik asit (CH3-(CH2)16-CO2H)

TİTREME


[isim]
  • Titremek işi

    Herkeste bir içlenme, bir acılanma, bir titreme vardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • titreme gelmek


TEMATİK (Kelime Kökeni: Fransızca thématique)


[sıfat]
  • Bir tema etrafında oluşan

AMETİST (Kelime Kökeni: Fransızca améthyste)


[isim] [jeoloji]
  • Süs taşı olarak kullanılan, mor renkte bir kuvars türü

AKSETME


[isim]
  • Aksetmek işi

ESKİTME


[isim]
  • Eskitmek işi