TAHMİNCİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



TAHMİNCİ harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli TAHMİNCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tahminci ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Tahminci olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CHAT11, HAMT9, HAMİ9, İMHA9, İHAM9, AHİT8, HAİN8, HANİ8, İNHA8, İCMA8, CİMA8, CAMİ8, İNCİ7, İCAT7, CANİ7, AMİN5, AMİT5, İNAM5, İMAN5, MİNİ5, MİAT5, MANİ5, MAİN5, İNTİ4, İNAT4


İNTİ (Kelime Kökeni: (Kızılderili dillerinden))


[isim] [eskimiş]
  • Peru para birimi

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)


[isim]
  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

[sıfat] [halk ağzında]
  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı


ÂMİN (Kelime Kökeni: Arapça āmīn)


[ünlem] [din bilgisi]
  • `Öyle olsun, Allah kabul etsin` anlamlarında, duaların arasında ve sonunda kullanılan bir söz
[isim] [kimya]
  • Amonyaktaki hidrojen yerine, tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı

AMİT (Kelime Kökeni: Fransızca amide)


[isim] [kimya]
  • Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı

İNAM


[isim] [eskimiş]
  • Emanet, vedia

İMAN (Kelime Kökeni: Arapça īmān)


[isim] [din bilgisi]
  • İnanç
[mecaz]
  • Güçlü inanç, inan

    Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imana gelmek
  • imana getirmek
  • iman etmek
  • iman getirmek
  • imanı gevremek
  • imanım
  • imanına kadar
  • imanı yok

Birleşik Kelimeler: iman sahibi, iman tahtası


MİNİ (Kelime Kökeni: Fransızca mini)


[sıfat]
  • Çok küçük veya kısa

Birleşik Kelimeler: mini etek


MİAT (Kelime Kökeni: Arapça mīʿād)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin yapılması için tanınan süre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • miadı dolmak
  • miadı gelmek


MANİ (Kelime Kökeni: Fransızca manie)


[isim] [ruh bilimi]
  • Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
[isim]
  • Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel

    Kaç zamandır beynimi, kanımı ateşlendiren bu idealimin lezzetini tatmak için her mâniyi çiğneyeceğim. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mâni olmak

[isim] [edebiyat]
  • Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri

    Her köyde mâni, türkü söyleyen biri var. - Melih Cevdet Anday

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mâni düzmek (veya yakmak)

Birleşik Kelimeler: ayaklı mâni


MAİN (Kelime Kökeni: Arapça maʿīn)


[isim] [eskimiş] [geometri]
  • Eşkenar dörtgen

İNCİ


[isim]
  • İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
[sıfat]
  • Bu tanelerden yapılmış
[teklifsiz konuşmada]
  • Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inci (veya inciler) döktürmek
  • inci gibi

Birleşik Kelimeler: inci balığı, inci çiçeği, inci taşı


İCAT (Kelime Kökeni: Arapça īcād)


[isim]
  • Buluş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icat çıkarmak
  • icat etmek

Birleşik Kelimeler: gâvur icadı


CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)


[isim]
  • İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
[sıfat]
  • Çok içten, sevimli, sevilen, şirin

    Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cana (veya canına) can katmak
  • cana gelecek mala gelsin
  • cana kıymak
  • can alacak nokta (veya yer)
  • can alıp can vermek
  • cana minnet saymak (veya bilmek)
  • can atmak
  • can başına sıçramak
  • can baş üstüne
  • can beslemek
  • can boğazdan gelir (veya geçer)
  • can borcunu ödemek
  • can bostanda bitmez
  • can bulmak
  • can cana, baş başa
  • can candan şirindir (veya tatlıdır)
  • can canın yoldaşıdır
  • can cümleden aziz
  • can çekişmek
  • can çekişmektense ölmek yeğdir
  • can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
  • candan geçmek
  • can dayanmamak
  • can derdinde olmak
  • can derdine düşmek
  • can gelmek
  • canı acımak
  • canı ağzına (veya boğazına) gelmek
  • canı bayılmak
  • canı burnuna (veya burnundan) gelmek
  • canı burnundan çıkmak
  • canı cana ölçmek
  • canı canına (veya içine) sığmamak
  • canı cehenneme
  • canı çekilmek
  • canı çekmek
  • canı çıkasıca
  • canı çıkmak
  • canı çıksın!
  • canı gelip gitmek
  • canı gelmek
  • canı gibi sevmek
  • canı gitmek
  • canı ile oynamak
  • canı ile uğraşmak
  • canı istemek
  • canı isterse
  • canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
  • canım
  • canım ciğerim
  • canım dese canın çıksın diyor sanmak
  • canımın içi
  • canımı sokakta bulmadım
  • canına acımamak
  • canına değmek
  • canına ezan okumak
  • canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
  • canına kastetmek
  • canına kıymak
  • canına minnet (olmak)
  • canına okumak
  • canına rahmet
  • canına susamak
  • canına tak demek (veya etmek)
  • canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
  • canına yandığım (veya yandığımın)
  • canına yetmek
  • canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
  • canından geçmek
  • canını acıtmak
  • canını almak
  • canını bağışlamak
  • canını burnundan getirmek
  • canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
  • canını çıkarmak
  • canını dar atmak
  • canını dişine almak (veya takmak)
  • canının derdine düşmek
  • canının içine sokacağı gelmek
  • canını sıkmak
  • canını sokakta bulmamak
  • canını vermek
  • canını yakmak
  • canın isterse
  • canı sağ olsun!
  • canı sıkılmak
  • canı yanan eşek, attan yüğrük olur
  • canı yanmak
  • canı yerine gelmek
  • canı yok mu?
  • can kalmamak
  • can kaygısına düşmek
  • canlar!
  • can olmak
  • can sıkmak
  • can vermek
  • can yakmak

Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan


AHİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿahd)


[isim]
  • Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant

    Ahdim olsun, bu işi yapacağım.

[eskimiş]
  • Devir, zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahde vefa
  • ahde vefa etmek

Birleşik Kelimeler: ahitname, ahdetmek, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedit


HAİN (Kelime Kökeni: Arapça ḫāʾin)


[sıfat]
  • Hıyanet eden (kimse)

    Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler. - Tarık Buğra

[ünlem]
  • Sitemli bir seslenme sözü

    Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?

Birleşik Kelimeler: vatan haini