TAHARETLENMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



TAHARETLENMEK harflerini içeren 7 harfli 36 kelime bulunuyor. 7 harfli TAHARETLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HALETME12, MAHARET12, MERHALE12, AHLAKEN11, HAKARET11, HAREKAT11, HAREKET11, KALHANE11, KEHANET11, KERAHET11, KERHANE11, NEKAHET11, TAHARET11, ERMENEK8, ETLENME8, EKLETME8, EKLENME8, EMEKTAR8, ELEMENT8, ELETMEK8, ELENMEK8, KERAMET8, KATETME8, LAMEKAN8, METANET8, MELANET8, TERLEME8, TEKLEME8, TARTMAK8, ANTRAKT7, KLARNET7, KANALET7, KENELER7, KARTELA7, LATERNA7, NALEKAR7


ANTRAKT (Kelime Kökeni: Fransızca entracte)


[isim] [sinema] [tiyatro]
  • Ara

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)


[isim] [müzik]
  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet


KANALET (Kelime Kökeni: Fransızca canalette)


[isim]
  • Küçük kanal

KENELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım

KARTELA (Kelime Kökeni: İtalyanca cartella)


[isim]
  • Tombala vb. oyunlarda sayıların yazılı olduğu kart
[tiyatro]
  • Tuluat tiyatrosunun kapısına asılan tabela

LATERNA (Kelime Kökeni: İtalyanca lanterna)


[isim] [müzik]
  • Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir org türü

    Apaşlardan biri laternayı çalıyor. - Necip Fazıl Kısakürek


NALEKÂR (Kelime Kökeni: Farsça nālekār)


[sıfat] [eskimiş]
  • İnleyen, iniltili

    İçlerinden biri de ince, hazin, nalekâr bir sesle yavaş yavaş Kur'an okuyordu. - Memduh Şevket Esendal


ERMENEK


[isim]
  • Karaman iline bağlı ilçelerden biri

ETLENME


[isim]
  • Etlenmek işi

EKLETME


[isim]
  • Ekletmek işi

Birleşik Kelimeler: yağ ekletme


EKLENME


[isim]
  • Eklenmek işi

EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan


ELEMENT (Kelime Kökeni: Almanca Element)


[isim] [kimya]
  • Kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde

    Grafit ve elmas, karbon elementinin iki değişik biçimidir.


ELETMEK


[-i]
  • Eleme işini yaptırmak

ELENMEK


[nesnesiz]
  • Eleme işine konu olmak veya eleme işi yapılmak
[mecaz]
  • Süzülmek

    Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

[spor]
  • Yarışma dışı kalmak, yarışmadan çıkarılmak