SIĞIŞTIRMAK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SIĞIŞTIRMAK harflerini içeren 4 harfli 57 kelime bulunuyor. 4 harfli SIĞIŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AĞIŞ15, AĞIM13, AĞSI13, KIĞI13, SAĞI13, SIĞA13, AĞIR12, AĞIT12, AĞRI12, AŞIM9, IŞIK9, IŞKI9, ARIŞ8, AŞIK8, AŞIT8, ATIŞ8, AKIŞ8, MARŞ8, ŞIRA8, ASIM7, SIKI7, SIMA7, ŞARK7, ŞART7, ASIK6, ASIR6, ASKI6, ATIM6, AKIM6, ISKA6, ITIR6, KISA6, MARS6, MASK6, SARI6, SATI6, SIRT6, SIRA6, ARTI5, ARIK5, ATIK5, ATKI5, IRAK5, KARS5, KARI5, KAST5, KITA5, KATI5, MARK5, MART5, RAKI5, RAKS5, RAST5, STAR5, TRAS5, TAKI5, KART4


KART


[sıfat]
  • Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı

    Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor. - Halide Edip Adıvar

[isim]
  • Düzgün kesilmiş ince karton parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kart basmak
  • kart çıkarmak

Birleşik Kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı


ARTI


[isim] [matematik]
  • Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
[mecaz]
  • Fazlalık

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç


ARIK


[isim] [halk ağzında]
  • Ark

    Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık çekmek

[sıfat]
  • Zayıf, cılız, kuru, sıska

    Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık ata kuyruğu da yüktür
  • arık etten yağlı tirit olmaz
  • arık öküze bıçak çalınmaz


ATIK


[isim]
  • Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
[sıfat]
  • Atılmış, atılan

Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı


ATKI


[isim]
  • Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü

    Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[halk ağzında]
  • Büyük yaba

Birleşik Kelimeler: atkı iplik


IRAK


[sıfat]
  • Uzak

    Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırak yerin haberini kervan getirir

Birleşik Kelimeler: ırakgörür

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri

KARS


[isim]
  • Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KARI


[isim]
  • Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

    Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık

[kaba konuşmada]
  • Kadın

    Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Yaşlı, ihtiyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karı gibi
  • karının saçlısı, tarlanın taşlısı
  • karısının üstüne evlenmek

Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı


KAST (Kelime Kökeni: Fransızca caste)


[isim] [toplum bilimi]
  • Ayrıcalıklar bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış bulunan, en koyu biçimiyle Hindistan'da görülen toplumsal sınıfların her biri

KITA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭʿa)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara

    Avrupa kıtası.

[askerlik]
  • Askerlerin bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik

    Trakya'da, Anadolu'dan gelecek yeni kıtalara intizar edilmektedir. - Falih Rıfkı Atay

[edebiyat]
  • Dörtlük

    Abdülkadir Efendi'nin yazdığı tarih kıtasını aynen buraya geçirmekte bir fayda yok. - Burhan Felek

[eskimiş]
  • Parça, tane

    İki kıta mektup.

Birleşik Kelimeler: kıta sahanlığı, kıtalar arası, hazır kıta, ihtiram kıtası, onur kıtası, şeref kıtası


KATI


[sıfat]
  • Sert, yumuşak karşıtı

    Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim

    Katı yürekli. Katı davranış.

[mecaz]
  • Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan
[fizik]
  • Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp
[zarf] [eskimiş]
  • Çok, aşırı derecede

    Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti - Süleyman Çelebi

Birleşik Kelimeler: katı atık, katı kalpli, katı söz, katı yağ, katı yumurta, katı yürekli, yüreği katı

[isim] [hayvan bilimi]
  • Taşlık

MARK (Kelime Kökeni: Almanca Mark)


[isim] [eskimiş]
  • Alman para birimi

MART (Kelime Kökeni: Latince)


[isim]
  • Yılın üçüncü ayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mart ayı dert ayı
  • mart çıkmadıkça dert çıkmaz
  • mart dokuzunda çıra yak, bağ buda
  • mart havası gibi
  • mart içeri, pire dışarı
  • mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır

Birleşik Kelimeler: mart dokuzu


RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)


[isim]
  • Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu

    Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı


RAKS (Kelime Kökeni: Arapça raḳṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Bir tür dans

    Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı - Yahya Kemal Beyatlı

[fizik]
  • Salınım

Ata Sözleri ve Deyimler

  • raks etmek

Birleşik Kelimeler: raks aksağı