SINIFSAL ile Oluşan Kelimeler (SINIFSAL Kelime Türetme)



SINIFSAL harflerinden oluşan 35 kelime bulunuyor. SINIFSAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sınıfsal kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

SINIFSAL18

5 Harfli Kelimeler

NISIF14, SINIF14, FASIL13, FASLI13, ASILI8, NASIL7, SANLI7

4 Harfli Kelimeler

ISIL7, ISIN7, SASI7, ASIL6, SALI6, SANI6, SILA6, ALIN5

3 Harfli Kelimeler

FAS10, SAF10, FAN9, FAL9, LAF9, ISI6, ASI5, ANI4, NAS4, SAL4, SAN4, LAN3, NAL3

2 Harfli Kelimeler

AF8, FA8, AS3, AN2, AL2, LA2


AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)


[isim]
  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim] [halk ağzında]
  • İki tarla arasındaki sınır
[isim]
  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.


AL


[isim]
  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

[sıfat]
  • Bu renkte olan (at)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim] [eskimiş]
  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]
  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)


[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
  • Lantan elementinin simgesi

LAN


[ünlem] [kaba konuşmada]
  • Ulan

    İte bak lan, dedi, nasıl da horozlanıyor? - Necati Cumalı


NAL (Kelime Kökeni: Arapça naʿl)


[isim]
  • At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası

    Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nal çakmak
  • nal deyip mıh dememek
  • nalları dikmek
  • nal toplamak

Birleşik Kelimeler: nalbant, naldöken, dörtnal, dörtnala


AS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kakım
[isim]
  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
[sıfat]
  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]
  • Arsenik elementinin simgesi

ANI


[isim]
  • Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra

    Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının, önemli anılarının mekânıdır. - Ayla Kutlu

[edebiyat]
  • Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra

    Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını topladığı 'Kırk Yıl'ın son ciltleri şiire başladığım yıllarda çıkıyordu. - Necati Cumalı


NAS (Kelime Kökeni: Arapça naṣṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Açıklık, açık ve kesin yargı
[felsefe]
  • Dogma

SAL


[isim]
  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim] [halk ağzında]
  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane


SAN


[isim]
  • Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr
[felsefe]
  • Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı

Birleşik Kelimeler: adı sanı, adıyla sanıyla


ALIN


[isim]
  • Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
[madencilik]
  • Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alın damarı çatlamış
  • alna yazılan başa gelir
  • alnı açık yüzü ak
  • alnına kara sürmek
  • alnından öpmek
  • alnında yazılmış olmak
  • alnını karışlamak
  • alnının akıyla
  • alnının kara yazısı

Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık


ASI


[isim]
  • Asma işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)


ASIL (Kelime Kökeni: Arapça aṣl)


[isim]
  • Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı

    Bir belgenin aslı.

[sıfat]
  • Gerçek, esas

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit

[sıfat]
  • Bir şeyin temelini oluşturan, ana
[sıfat]
  • Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan

    Asıl sanat budur.

[sıfat]
  • Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı

    Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı.

[zarf]
  • (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıl azmaz, bal kokmaz
  • aslı çıkmak
  • aslına bakarsan

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asıl sayılar, aslı astarı, aslı faslı, aslı nesli


SALI


[isim]
  • Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

    Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu. - Haldun Taner


SANI


[isim]
  • Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap

    Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar? - Nurullah Ataç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sanısına kapılmak