SÜBLİMLEŞME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SÜBLİMLEŞME harflerini içeren 4 harfli 29 kelime bulunuyor. 4 harfli SÜBLİMLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Süblimleşme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Süblimleşme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÜŞME10, ŞEMS9, ÜLEŞ9, EŞME8, EMİŞ8, MEŞE8, ÜMMİ8, BESİ7, BEİS7, EŞLİ7, ŞİLE7, BİLE6, BELİ6, ESME6, ESİM6, EMMİ6, EMME6, LÜLE6, MEME6, SEME6, EMEL5, ELİM5, ELEM5, İLME5, LİME5, LİSE5, SELE5, ELLİ4, İLLE4


ELLİ


[isim]
  • Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık

Birleşik Kelimeler: ellibir, elli binlik

[sıfat]
  • Eli olan

    Bu kocaman elli, muhteşem babadan bile korkmuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: açık elli, ağırelli, it elli, kadife elli


İLLE


[zarf] [halk ağzında]
  • İlla

Birleşik Kelimeler: ille velakin


EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)


[isim]
  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek


ELİM (Kelime Kökeni: Arapça elīm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Acıklı

    Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü. - Yahya Kemal Beyatlı


ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)


[isim]
  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek


İLME


[isim]
  • İlmek işi

LİME (Kelime Kökeni: Farsça līme)


[isim] [eskimiş]
  • Parça

Birleşik Kelimeler: lime lime


LİSE (Kelime Kökeni: Fransızca lycée)


[isim]
  • Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az dört yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

    İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum. - İnci Aral

[eskimiş]
  • Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

Birleşik Kelimeler: açık lise, süper lise, teknik lise


SELE (Kelime Kökeni: Arapça selle)


[isim]
  • Yayvan, genişçe sepet

    İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı. - Orhan Kemal

Birleşik Kelimeler: sele zeytini

[isim] [spor]
  • Bisikletin oturulacak yeri
[isim]
  • Sere

BİLE


[bağlaç]
  • Da, de, dahi

    Dayak yemedim, azar bile işitmedim. - Ayla Kutlu

[zarf] [eskimiş]
  • Birlikte

    Yarın olsun, hayır bile gelsin. - Orhan Kemal

[zarf]
  • Üstelik

    Türkü çağırmak şöyle dursun, konuşamıyorduk bile. - Azra Erhat


BELİ (Kelime Kökeni: Farsça belī)


[edat] [eskimiş]
  • Evet

ESME


[isim]
  • Esmek işi

    Meltemin esmeye başladığı güneyden yavaş yavaş rüzgârsız ölü dalgalar sallana sallana gelmeye koyuldu. - Halikarnas Balıkçısı


ESİM


[isim] [halk ağzında]
  • Yelin esişi

EMMİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamm)


[isim] [halk ağzında]
  • Amca

    Bir kız bana emmi, dedi, n'eyleyim. - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emmim dayım kesem, elimi soksam yesem

Birleşik Kelimeler: emmi kızı, emmi oğlu


EMME


[isim]
  • Emmek işi
[fizik]
  • Soğurma
[teknik]
  • Petrol ile ilgili işlemlerde bir akışkanın çekilişi

Birleşik Kelimeler: emme basma tulumba