SÖZÜNÜBİLMEZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SÖZÜNÜBİLMEZ harflerini içeren 5 harfli 50 kelime bulunuyor. 5 harfli SÖZÜNÜBİLMEZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

LİZÖZ17, SÖZLÜ17, BÖLÜM16, ÖZLEM15, ÖLMEZ15, ÖZSEL15, SÖZEL15, SÖNÜM15, BÖLME14, MÖBLE14, ÖZENİ14, ÖZNEL14, BÖLEN13, BÜZME13, SÖNME13, ÜNSÜZ13, ÖNLEM12, ÖNSEL12, SÜZME12, BEZSİ11, LEZİZ11, MEBİZ11, BENİZ10, SÜLÜN10, SEMİZ10, ENSİZ9, ENZİM9, İZLEM9, SÜMEN9, SÜNME9, ZEMİN9, BİNME8, BİLME8, BESNİ8, BESİN8, LÜMEN8, MEBNİ8, SEBİL8, ÜNLEM8, BENLİ7, İSMEN7, LEMİS7, MİSEL7, NESİM7, SİNME7, SİLME7, SELİM7, NESİL6, NEMLİ6, SİNLE6


NESİL (Kelime Kökeni: Arapça nesl)


[isim] [toplum bilimi]
  • Kuşak

    Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesli tükenmek

Birleşik Kelimeler: nesilden nesile, aslı nesli


NEMLİ


[sıfat]
  • Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

    Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Yaşlı (göz)

SİNLE


[isim] [eskimiş]
  • Mezarlık

BENLİ


[sıfat]
  • Ben (I) bulunan

    Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: püskürme benli


İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)


[zarf] [eskimiş]
  • Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

    Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


LEMİS (Kelime Kökeni: Arapça lems)


[isim] [eskimiş]
  • El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma

MİSEL (Kelime Kökeni: Fransızca micelle)


[isim] [kimya]
  • Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığı kabul edilen bölüm

NESİM (Kelime Kökeni: Arapça nesīm)


[isim] [eskimiş]
  • Hafif yel, esinti

    Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek


SİNME


[isim]
  • Sinmek işi

    En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı! - Haldun Taner


SİLME


[isim]
  • Silmek işi

    Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu. - Ayla Kutlu

[zarf]
  • Ağzına kadar, sıvama, lebalep
[zarf]
  • Baştan aşağı, tam olarak, tamamen

    O çağlarda saraylar, konaklar, yalılar silme cariyedir. - Salâh Birsel

[mimarlık]
  • Duvar, tavan vb. yerlerde yapılan kabartma kenar

Birleşik Kelimeler: silme kalıbı, silme makinesi, silme tahtası, tespihli silme


SELİM (Kelime Kökeni: Arapça selīm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğru, dürüst, kusursuz

Birleşik Kelimeler: aklıselim, halim selim, hissiselim, kalbiselim, zevkiselim, zevkiselim sahibi

[isim]
  • Kars iline bağlı ilçelerden biri

BİNME


[isim]
  • Binmek işi

    Önünde bel verip binicisinin binmesini kolaylaştırırdı. - Necati Cumalı


BİLME


[isim]
  • Bilmek işi

    Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan

[felsefe]
  • Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
[felsefe]
  • Bilgi edinmenin gaye ve sonucu

BESNİ


[isim] [bitki bilimi]
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
[isim]
  • Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri

BESİN


[isim]
  • Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
[mecaz]
  • Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey

Birleşik Kelimeler: yedek besinler