SÖZLENDİRİCİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SÖZLENDİRİCİ harflerini içeren 5 harfli 60 kelime bulunuyor. 5 harfli SÖZLENDİRİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sözlendirici ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Sözlendirici olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SÖZCE18, SÖZDE17, ÖZDEN16, ÖZSEL15, SÖZEL15, ÖZENİ14, ÖZNEL14, ÖNCEL14, ÖRCİN14, DÖNER13, DÖNEL13, ÖNDER13, ÖNSEL12, SİZCE12, EZİCİ11, ÖNERİ11, ZENCİ11, ZECRİ11, ZECİR11, CEZRİ11, CEZİR11, CİZRE11, DİZİN10, DİZEL10, DENİZ10, DİLCİ10, DİNCE10, DİNCİ10, DİCLE10, ZİNDE10, ERSİZ9, ENSİZ9, SİCİL9, CİNSİ9, DİLSİ8, ERZİN8, İRİCE8, İNCİL8, İNCİR8, İNDİS8, NİCEL8, NEZİR8, REZİL8, SEDİR8, CİNLİ8, DİRİL7, DİREN7, DİNLİ7, DERİN7, DENLİ7, LİDER7, İRSEN6, NESİR6, NESİL6, SİREN6, SİNLE6, SİNİR6, SENİR6, SERİN6, İLERİ5


İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)


[zarf] [eskimiş]
  • Kalıtım yoluyla

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)


[isim] [edebiyat]
  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı


NESİL (Kelime Kökeni: Arapça nesl)


[isim] [toplum bilimi]
  • Kuşak

    Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesli tükenmek

Birleşik Kelimeler: nesilden nesile, aslı nesli


SİREN (Kelime Kökeni: Fransızca sirène)


[isim]
  • İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet

    İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. - Çetin Altan


SİNLE


[isim] [eskimiş]
  • Mezarlık

SİNİR


[isim] [anatomi]
  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]
  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]
  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf


SENİR


[isim] [halk ağzında]
  • İki dağ arasındaki sırt

SERİN


[sıfat]
  • Az soğuk, ılık ile soğuk arası

    Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serin gel!
  • serin tutmak

Birleşik Kelimeler: serinkanlı


DİRİL


[sıfat] [biyoloji]
  • Diriksel

Birleşik Kelimeler: diril ısı

[isim]
  • Şilte yüzü veya gömlek yapmaya yarar pamuklu bir kumaş

DİREN


[isim]
  • Dirgen

DİNLİ


[sıfat]
  • Dinî inancı olan

DERİN


[sıfat]
  • Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan

    Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Ayrıntılı

    Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel

[mecaz]
  • İçten gelen

    Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu

[isim]
  • Dip

    Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derine inmek

Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin


DENLİ


[edat]
  • `Kadar` anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz

    İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi. - Ayşe Kulin

[sıfat]
  • Ağırbaşlı, sözleri ve davranışları ölçülü olan (kimse)

Birleşik Kelimeler: denli densiz


LİDER (Kelime Kökeni: Fransızca leader)


[isim]
  • Önder, şef

    İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. - Falih Rıfkı Atay

[spor]
  • Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı