STRES ile Oluşan Kelimeler (STRES Kelime Türetme)



STRES harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. STRES kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Stres kelimesinin anlamı nedir? Stres ile başlayan kelimeler. İçinde stres olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

STRES7

4 Harfli Kelimeler

REST5, STER5, SERT5, TERS5

3 Harfli Kelimeler

SES5, SER4, SET4, RET3, TER3

2 Harfli Kelimeler

ES3, SE3, ER2, ET2, RE2, TE2


ER


[isim]
  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat] [mecaz]
  • Kahraman, yiğit
[askerlik]
  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]
  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf] [halk ağzında]
  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]
  • Erbiyum elementinin simgesi

ET


[isim]
  • İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka

    Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • et bağlamak
  • ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek)
  • eti budu yerinde (veya etine dolgun)
  • eti kemiği
  • eti kemiğine yapışmak
  • etinden et koparmak (veya kesmek)
  • eti ne budu ne?
  • eti senin, kemiği benim
  • et kanlı gerek, yiğit canlı
  • et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
  • etle tırnak arasına girilmez
  • etle tırnak gibi
  • et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
  • etten duvar örmek
  • etten önce çömleğe düşmek
  • et tırnak olmak
  • et tırnaktan ayrılmaz
  • et tutmak

Birleşik Kelimeler: et beni, et kafalı, et kesimi, et kırımı, et lokması, etobur, et sığırı, et sineği, et sotesi, et suyu, et şeftalisi, et tavuğu, et toprak, et unu, etyaran, etyemez, beyaz et, kaba et, kara et, kırmızı et, lop et, kül rengi et sineği, balıketi, balık eti, dana eti, diş eti, diş eti ünsüzü, göğüs eti, koyun eti, kurban eti, kuzu eti, sığır eti, soya eti, tavşan eti, tavuk eti, balıketinde


RE


[isim] [müzik]
  • Gam (II) dizisinde do ile mi arasındaki ses
[kimya]
  • Renyum elementinin simgesi

TE


[isim]
  • Sıhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça
[kimya]
  • Tellür elementinin simgesi

RET (Kelime Kökeni: Arapça redd)


[isim]
  • Uygun bulmama, geri çevirme, kabul etmeme

    Dostundan ve ötekilerden kuvvetli bir ret bekliyordu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: reddedilmek, reddetmek, reddeylemek, reddihâkim, reddimiras, reddolunmak


TER


[isim]
  • Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı, arak (I)

    O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ter alıştırmak
  • ter atmak
  • ter basmak
  • ter boşanmak
  • ter dökmek
  • tere batmak
  • terini soğutmak

Birleşik Kelimeler: ter bezi, alın teri, ayak teri, ecel teri


ES


[isim] [müzik]
  • Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı

    Dörtlük es. Sekizlik es.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • es geçmek

[kimya]
  • Aynştaynyum elementinin simgesi

SE


[isim]
  • Üç

Birleşik Kelimeler: ciharıse

[kimya]
  • Selenyum elementinin simgesi

SER (Kelime Kökeni: Farsça ser)


[isim] [eskimiş]
  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serde ... var
  • ser verip sır vermemek

Birleşik Kelimeler: serasker, serazat, serdengeçti, serdümen, serencam, serhat, serlevha, sermaye, sermest, sermestane, sermuharrir, sermürettip, serpuş, sersefil, sertabip, seryaver

[isim]
  • Limonluk

    Köşkünün arka tarafında çiçek serleri vardır, her mevsim en nadide çiçekler yetiştirilir. - Aydın Boysan


SET (Kelime Kökeni: Arapça sedd)


[isim]
  • Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • set çekmek

Birleşik Kelimeler: set üstü ocak

[isim] [spor]
  • Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü

Birleşik Kelimeler: uyku seti


REST (Kelime Kökeni: Fransızca reste)


[isim]
  • Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü
[mecaz]
  • Karşı çıkış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rest çekmek
  • resti görmek


STER (Kelime Kökeni: Fransızca stère)


[isim]
  • Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi

SERT (Kelime Kökeni: Farsça serd)


[sıfat]
  • Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı

    Sert tahta.

[zarf]
  • Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde

    Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - Ahmet Kabaklı

[mecaz]
  • Hırçın, öfkeli, hiddetli

    Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Titizlikle uygulanan, sıkı

    Sert bir yönetim.

[dil bilgisi]
  • Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sert çıkmak

Birleşik Kelimeler: sert buğday, sert damak, sert doku, sert su, sert tabaka, sert ünsüz, sert zar, tatlı sert


TERS


[sıfat]
  • Gerekli olan duruma karşıt, zıt
[isim]
  • Bir şeyin içe gelen yanı, arkası

    Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. - Çetin Altan

[isim]
  • Kesici bir aletin kesmeyen yanı

    Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz

    Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert

    Ters adamın işi de ters gider. - Memduh Şevket Esendal

[isim] [mecaz]
  • Bir şeyin aksi, karşıtı

    Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ters anlamak
  • ters düşmek
  • ters gitmek
  • tersi dönmek
  • tersinden okumak
  • tersine çevirmek
  • tersine dönmek
  • tersine gitmek
  • ters tarafından kalkmak

Birleşik Kelimeler: ters açı, ters baskı, tersbeşik, ters düz, ters evirme, ters pers, ters ters, ters yüz, şeytantersi

[isim]
  • Hayvan pisliği

SES


[isim]
  • Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün

    Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. - Falih Rıfkı Atay

[dil bilimi]
  • Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşim

    Mustafa sesimdeki alaycı tınıdan kuşkulandı. - Ahmet Ümit

[mecaz]
  • Duygu ve düşünce

    Gençliğin sesini duyuran başka bir dergide ... - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki

    Vicdanın sesi. Aklın sesi.

[müzik]
  • Aralarında uyum bulunan titreşimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ses çıkarmamak (veya etmemek)
  • ses çıkmamak
  • ses etmek
  • ses getirmek
  • sesi ayyuka çıkmak
  • sesi çıkmamak (veya kesilmek)
  • sesini çıkarmamak
  • sesini kesmek
  • sesini kısmak
  • sesini yükseltmek
  • ses kesilmek
  • ses vermek

Birleşik Kelimeler: ses aleti, ses aygıtı, ses bilgisi, ses bilimi, ses birimi, ses dalgaları, ses değişmesi, ses duvarı, ses düşmesi, ses kakışması, ses kuşağı, ses organları, ses perdesi, ses seda, ses soluk, ses telleri, ses türemesi, ses uyumsuzluğu, ses uyumu, sesyayar, sesyazar, ses yitimi, ses yolu, ses yönetmeni, ses yoğunluğu, alçak ses, çatal ses, çatlak ses, dış ses, iç ses, ince ses, kalın ses, ön ses, pes ses, radyofonik ses, son ses, tiz ses, yanık ses, yüksek ses, çevir sesi, göğüs sesi, kafa sesi, mağara sesi