SPREY ile Oluşan Kelimeler (SPREY Kelime Türetme)



SPREY harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. SPREY kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sprey kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SPREY12

4 Harfli Kelimeler

PRES9

3 Harfli Kelimeler

PEY9, PES8, REY5, YER5, SER4

2 Harfli Kelimeler

PE6, EY4, YE4, ES3, SE3, ER2, RE2


ER


[isim]
  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat] [mecaz]
  • Kahraman, yiğit
[askerlik]
  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]
  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf] [halk ağzında]
  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]
  • Erbiyum elementinin simgesi

RE


[isim] [müzik]
  • Gam (II) dizisinde do ile mi arasındaki ses
[kimya]
  • Renyum elementinin simgesi

ES


[isim] [müzik]
  • Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı

    Dörtlük es. Sekizlik es.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • es geçmek

[kimya]
  • Aynştaynyum elementinin simgesi

SE


[isim]
  • Üç

Birleşik Kelimeler: ciharıse

[kimya]
  • Selenyum elementinin simgesi

SER (Kelime Kökeni: Farsça ser)


[isim] [eskimiş]
  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serde ... var
  • ser verip sır vermemek

Birleşik Kelimeler: serasker, serazat, serdengeçti, serdümen, serencam, serhat, serlevha, sermaye, sermest, sermestane, sermuharrir, sermürettip, serpuş, sersefil, sertabip, seryaver

[isim]
  • Limonluk

    Köşkünün arka tarafında çiçek serleri vardır, her mevsim en nadide çiçekler yetiştirilir. - Aydın Boysan


EY


[ünlem]
  • Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü

    Ey arkadaş!


YE



REY (Kelime Kökeni: Arapça reʾy)


[isim] [eskimiş]
  • Oy

    Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rey vermek


YER


[isim]
  • Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân

    İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal

[coğrafya]
  • Yerküre
[mecaz]
  • Durum, konum

    Sen benim yerimde olsan ne yapardın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yer açmak
  • yer almak
  • yer bakır gök demir kesilmek
  • yer bulmak
  • yer çevirmek
  • yer değiştirmek
  • yerde kalmak
  • yer demir gök bakır
  • yerden göğe kadar
  • yerden yere çalmak
  • yerden yere vurmak
  • yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
  • yere bakmak
  • yere baktırmak
  • yere batasıca (veya batsın)
  • yere batmak
  • yere çalmak
  • yere göğe koymamak
  • yere sağlam basmak
  • yere sermek
  • yer etmek
  • yere vurmak
  • yere yığılmak
  • yere yıkılmak
  • yeri başka
  • yeridir
  • yeri gelmek
  • yeri göğü ben yarattım demek
  • yeri göğü birbirine katmak
  • yeri göğü inletmek
  • yeri göğü tırmalamak
  • yeri göğü tutmak
  • yerinde duramamak
  • yerinde kalmak
  • yerinden fırlamak
  • yerinden oynamak
  • yerinden oynatmak
  • yerinde olmak
  • yerinde saymak
  • yerinde su çıkmak
  • yerinde yeller esmek
  • yerin dibine batırıp çıkarmak
  • yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
  • yerine geçmek
  • yerine gelmek
  • yerine getirmek
  • yerine koymak
  • yerine oturmak
  • yerini almak
  • yerini beğenmek
  • yerini bulmak
  • yerini doldurmak
  • yerini ısıtmak
  • yerini sevmek
  • yerini tutmak
  • yerini yapmak
  • yerin kulağı var
  • yeri olmak
  • yeri öpmek
  • yeri soğumadan
  • yeri var!
  • yeri yurdu belirsiz olmak
  • yer kabul etmez
  • yer kaplamak
  • yer kapmak
  • yerle beraber
  • yerle bir etmek
  • yerle gök bir olsa
  • yerlerde sürünmek
  • yerlere geçmek
  • yerlere kadar eğilmek
  • yerleri süpürmek
  • yerle yeksan etmek
  • yer öpmek
  • yer tutmak
  • yer vermek
  • yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
  • yer yerinden oynamak

Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler


PE



PES (Kelime Kökeni: Farsça bes)


[ünlem]
  • Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pes demek
  • pes etmek

[sıfat]
  • Hafif, yavaş sesle söylenen, pest, ince karşıtı

    Nihayet Zehra kapıya doğru yürüyünce pesten, sevinçli seslerle söyleşerek arkasından giderler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: pes perde, pes ses


PRES (Kelime Kökeni: Fransızca presse)


[isim] [teknik]
  • İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
[spor]
  • Baskı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pres yapmak


PEY (Kelime Kökeni: Farsça pey)


[isim]
  • Bir sözleşmede taraflardan birinin öbürüne işten caymayacağını belirtmek amacıyla önceden verdiği güvence parası

    Pey vermek. Pey almak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pey sürmek

Birleşik Kelimeler: pey akçesi, peyderpey


SPREY (Kelime Kökeni: İngilizce spray)


[isim]
  • Bir püskürtücü yardımıyla çok ince damlacıklar durumunda püskürtülen sıvı

Birleşik Kelimeler: oda spreyi