SOSYOEKONOMİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SOSYOEKONOMİK harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli SOSYOEKONOMİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SİYME9, SOMON9, SEYİS9, SİYEK8, YEMİN8, İSMEN7, KOMİK7, KİMSE7, KESİM7, MİNSK7, NESİM7, ONİKS7, SİNME7, SEKSİ7, YENİK7, EKSİN6, EKSİK6, İNMEK6, KONİK6, KESİN6, KESKİ6, KESİK6, KEMİK6, MEKİK6, SKİNK6, SİNEK6, SİKKE6


EKSİN


[isim] [kimya]
  • Anyon

EKSİK


[sıfat]
  • Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

    Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

[isim]
  • İhtiyaç duyulan şey

    Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eksik çıkmak
  • eksik doğmak
  • eksik etmemek
  • eksik gelmek
  • eksik olma!
  • eksik olmamak
  • eksik olmasın
  • eksik olsun

Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik


İNMEK


[-den]
  • Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
[-e]
  • Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak

    Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İhsan Oktay Anar

[-e]
  • Konaklamak

    Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]
  • Alçalıp eski durumuna dönmek

    Sular indi. Şiş indi.

[nesnesiz]
  • Fiyatı düşürmek

    Bin lira daha indim, gene almadı.

[-e] [argo]
  • Vurmak

    Şimdi kafana inerim!

[nesnesiz]
  • Yıkılmak

    Yağmurdan duvar inmiş.

[-e]
  • İnme gelmek

    Sağ tarafına inmiş.

Birleşik Kelimeler: indibindi, günindi


KONİK (Kelime Kökeni: Fransızca conique)


[sıfat]
  • Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti

    Konik yüzey.

[isim] [matematik]
  • Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti

    Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir.


KESİN


[sıfat]
  • Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu

    Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden. - Nurullah Ataç

[zarf]
  • Kesinlikle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesin olarak

Birleşik Kelimeler: kesin bilgi, kesin fiyat, kesin kayıt


KESKİ


[isim]
  • Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç

KESİK


[sıfat]
  • Kesilmiş olan, maktu

    Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi. - Halide Edip Adıvar

[isim]
  • Çökelek
[isim]
  • Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür

    İçinde bir gazete kesiği var. - Falih Rıfkı Atay

[isim]
  • Kesilmiş olan yer

    Parmağındaki kesikler.

[spor]
  • Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)
[argo]
  • Parası olmayan
[argo]
  • Tutkun, hayran
[isim] [halk ağzında]
  • Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek

Birleşik Kelimeler: kesik hava, kesik kelime, kesik Kerem, kesik kesik, kesik koni, kesik piramit, kesik prizma, kulağı kesik


KEMİK


[isim] [anatomi]
  • İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı

    Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Bu sert organdan yapılmış

    Kemik tarak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemiğine (veya kemiklerine) kadar
  • kemiğini kurutmak
  • kemik atmak
  • kemik gibi
  • kemiklerini kırmak
  • kemikleri sayılmak
  • kemikleri sızlamak

Birleşik Kelimeler: kemik bilimi, kemik doku, kemik erimesi, kemik rengi, kemik veremi, kemik yalayıcı, kemik zarı, kuru kemik, tırnaksı kemik, aşık kemiği, atlas kemiği, baldır kemiği, belkemiği, bel kemiği, çekiç kemiği, dirsek kemiği, diz kapağı kemiği, elmacık kemiği, göğüs kemiği, gözyaşı kemiği, incik kemiği, kalbur kemiği, kalça kemiği, kamış kemiği, karaca kemiği, kaval kemiği, kol kemiği, köprücük kemiği, kuyruk kemiği, kuyruk sokumu kemiği, kürek kemiği, lades kemiği, mercimek kemiği, oynak kemiği, ön kol kemiği, örs kemiği, pazı kemiği, saban kemiği, sağrı kemiği, tarak kemiği, tırnak kemiği, topuk kemiği, uyluk kemiği, üzengi kemiği, yılankemiği


MEKİK (Kelime Kökeni: Farsça mekūk)


[isim]
  • El veya otomatik dokuma tezgâhlarında atkı veya argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç
[spor]
  • Genellikle karın kaslarının güçlendirilmesi için yapılan beden hareketi
[gök bilimi]
  • Uzay gemisi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mekik atmak
  • mekik dokumak
  • mekik gibi

Birleşik Kelimeler: mekik diplomasisi, mekik oyası


SKİNK (Kelime Kökeni: İngilizce skink)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir tür sürüngen (Scincus)

SİNEK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinek avlamak
  • sinek küçüktür ama mide bulandırır
  • sinekten yağ çıkarmak (veya çıkartmak)

Birleşik Kelimeler: sinek ağırlık, sinekkapan, sinekkaydı, sinek kuşu, sinek mantarı, sineksavar, sinek sıklet, sinekyutan, beyazsinek, karasinek, piçsinek, sivrisinek, at sineği, cız sineği, et sineği, ev sineği, kurt sineği, kül rengi et sineği, meyve sineği, sığır sineği, sirke sineği, su sineği, uyuz sineği, zeytin sineği


SİKKE (Kelime Kökeni: Arapça sikke)


[isim] [eskimiş]
  • Madenî para
[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık
[isim]
  • Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah

    Onun peşi sıra, hepsi de babamın eski müridi olan altı derviş göründü; sikkeler, tennureler, destegüller kuşanmış olarak. - Elif Şafak


İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)


[zarf] [eskimiş]
  • Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

    Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


KOMİK (Kelime Kökeni: Fransızca comique)


[sıfat]
  • Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç

    Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor. - Aka Gündüz

[isim]
  • Güldürü oyuncusu

    Perde kapanınca komiğin başarısı uzun uzun alkışlandı. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komiğine gitmek
  • komik bulmak

Birleşik Kelimeler: operakomik, trajikomik


KİMSE


[zamir]
  • Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi

    Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimse bilmez, kim kazana kim yiye
  • kimseden kimseye hayır yok (veya gelmez)
  • kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
  • kimse kimsenin çukurunu doldurmaz
  • kimsenin ahı kimsede kalmaz
  • kimse yoğurdum ekşi demez

Birleşik Kelimeler: hiç kimse