SOĞUŞMAK Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



SOĞUŞMAK harflerini içeren 3 harfli 22 kelime bulunuyor. 3 harfli SOĞUŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SAĞ11, MUŞ8, ŞOM8, KUŞ7, MAŞ7, ŞUA7, ŞOK7, ŞAM7, AŞK6, KAŞ6, SOM6, ŞAK6, KOM5, KUM5, MAS5, OMA5, SAM5, ASK4, AKS4, KAM4, KAS4, SAK4


ASK (Kelime Kökeni: Fransızca asque)


[isim] [bitki bilimi]
  • Asklı mantarlara özgü üreme organı

AKS (Kelime Kökeni: Fransızca axe)


[isim]
  • Dingil

KAM


[isim]
  • Şaman
[isim]
  • Zevk, mutluluk, tat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâm almak


KAS


[isim] [anatomi]
  • Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale

    Kol kasları. Kalp kası.

Birleşik Kelimeler: kas doku, kas tutukluğu, taraksı kas, delta kası, kalp kası


SAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Uyanık, gözü açık, müteyakkız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sak durmak
  • sak yatmak

[isim] [eskimiş] [bitki bilimi]
  • Sap

KOM


[isim] [halk ağzında]
  • Ağıl, davar ağılı

KUM


[isim] [madencilik]
  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu


MAS (Kelime Kökeni: Arapça maṣṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Emme, emerek içine çekme, soğurma

Birleşik Kelimeler: massetmek


OMA


[isim] [halk ağzında]
  • Kalça kemiği

SAM (Kelime Kökeni: Arapça sāmm)


[isim]
  • Sam yeli

Birleşik Kelimeler: sam yeli

[isim]
  • Rus yapısı, karadan havaya güdümlü silah

AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)


[isim]
  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı


KAŞ


[isim] [anatomi]
  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

[halk ağzında]
  • Sarp kayalık, uçurum
[halk ağzında]
  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
[halk ağzında]
  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

SOM


[sıfat]
  • İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan, masif

    Köşk, som gümüş bir parmaklıkla ikiye bölünmüştür. - Salâh Birsel

[isim]
  • Rıhtımın su üstünde olan bölümü
[isim] [hayvan bilimi]
  • Somon balığı

ŞAK


[isim]
  • Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şak diye

Birleşik Kelimeler: şak şak

[isim] [eskimiş]
  • Yarma, yarılma

Birleşik Kelimeler: şakketmek


KUŞ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı

    Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu. - Ömer Seyfettin

[argo]
  • Acemi er

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuşa benzemek (veya dönmek)
  • kuşa kafes lazım, boruya nefes
  • kuş gibi
  • kuş gibi (veya kadar) yemek
  • kuş gibi çırpınmak
  • kuş gibi uçup gitmek (veya uçmak)
  • kuş kadar canı olmak
  • kuş kanadına kira istemez
  • kuş kanadıyla gitmek
  • kuş mu konduracak?
  • kuş uçmaz, kervan geçmez
  • kuş uçurmamak (veya uçurtmamak)
  • kuşu kuşla avlarlar
  • kuşun kanadıyla haber salmak
  • kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir

Birleşik Kelimeler: kuş bakışı, kuşbaşı, kuş beyinli, kuş bilimi, kuşburnu, kuşdili, kuş dili, kuşekmeği, kuş evi, kuşgömü, kuşgözü, kuş gribi, kuşhane, kuş iğdesi, kuş kafesi, kuşkanadı, kuş kirazı, kuşkonmaz, kuş lastiği, kuşlokumu, kuş otu, kuşpalazı, kuş sütü, kuş tüyü, kuş uçumu, kuş uçuşu, kuş uykusu, kuş üzümü, kuşyemi, kuş yemi, kuş yuvası, akkuş, alıcı kuş, avcı kuş, baykuş, boğmaklı kuş, karakuş, kurt kuş, makaralı kuş, yırtıcı kuş, ardıç kuşu, arı kuşu, balaban kuşu, bayır kuşu, borazan kuşu, can kuşu, cennet kuşu, çakıl kuşu, çalı kuşu, çavuş kuşu, çayır kuşu, çekirge kuşu, çulha kuşu, dalgıç kuşu, deve kuşu, devlet kuşu, fırtına kuşu, Flaman kuşu, gece kuşu, gelin kuşu, guguk kuşu, hak kuşu, hamsikuşu, incir kuşu, İshak kuşu, iskele kuşu, kardinal kuşu, karıncakuşu, kar kuşu, kaşıkçı kuşu, keten kuşu, kız kuşu, kukumav kuşu, muhabbet kuşu, murabut kuşu, ökse kuşu, örümcek kuşu, saka kuşu, sıvacı kuşu, sinek kuşu, şakrak kuşu, şeytan kuşu, talih kuşu, tarla kuşu, tavus kuşu, tropik kuşu, yağmur kuşu, yont kuşu, ötücü kuşlar, bataklık kuşları, dalgıç kuşları