SLOVAKYA harflerini içeren 4 harfli 37 kelime bulunuyor. 4 harfli SLOVAKYA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AYVA12,
KOVA11,
OVAL11,
SLAV11,
SAVA11,
VAKS11,
VALS11,
AVAL10,
AKVA10,
LAVA10,
VAKA10,
OYSA8,
SOYA8,
ASYA7,
AYOL7,
OLAY7,
SAYA7,
YASA7,
AYLA6,
AYAK6,
AYAL6,
ALAY6,
KOSA6,
KAOS6,
KAYA6,
LASO6,
SAKO6,
YAKA6,
ASAL5,
ASLA5,
KLAS5,
KOLA5,
KASA5,
SALA5,
SAKA5,
KALA4,
LAKA4
KALA
[zarf]
LAKA
(Kelime Kökeni: İtalyanca lacca)
[isim]
[isim]
-
Yol üzerinde oluşan çukur
ASAL
[sıfat]
-
Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi
Birleşik Kelimeler: asal gazlar, asal sayı
ASLA
(Kelime Kökeni: Arapça aṣlā)
[zarf]
KLAS
(Kelime Kökeni: Fransızca classe)
[isim] [toplum bilimi]
[sıfat] [mecaz]
-
Üstün nitelikli, üstün yetenekli
Klas oyuncu.
KOLA
(Kelime Kökeni: İtalyanca colla)
[isim]
-
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
[isim] [bitki bilimi]
-
Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata)
Birleşik Kelimeler: kola cevizi
KASA
(Kelime Kökeni: İtalyanca cassa)
[isim]
[mecaz]
-
Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse
[mimarlık]
-
Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
[spor]
-
Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: kasa defteri, kasa fişi, kasa sayımı, çelik kasa, kiralık kasa, şifreli kasa, yazar kasa
SALA
(Kelime Kökeni: Arapça ṣalā)
[isim]
SAKA
(Kelime Kökeni: Arapça saḳḳā)
[isim]
-
Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
[isim] [hayvan bilimi]
Birleşik Kelimeler: saka kuşu
[isim] [tıp]
-
Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık
AYLA
[isim]
Birleşik Kelimeler: ışık aylası
AYAK
[isim] [anatomi]
-
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
[halk ağzında]
-
Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
[coğrafya]
[edebiyat]
-
Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
[edebiyat]
[matematik]
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
[spor]
-
Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
[spor]
-
Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
[madencilik]
-
Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
AYAL
(Kelime Kökeni: Arapça ʿiyāl)
[isim] [eskimiş]
ALAY
[isim]
[askerlik]
-
Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu
Topçu alayı.
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: alay alay, alay beyi, alaybozan, alay malay, bir alay, miralay, bayram alayı, cenaze alayı, düğün alayı, fener alayı, gelin alayı, gidiş alayı, kılıç alayı, mevlit alayı, muhafız alayı, sürre alayı, süvari alayı
[isim]
-
Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
Ata Sözleri ve Deyimler
- alaya almak
- alaya bozmak
- alaya vurmak
- alay etmek
- alay geçmek
- alay gibi gelmek
Birleşik Kelimeler: alay yollu
KOSA
(Kelime Kökeni: Rusça)
[isim]
KAOS
(Kelime Kökeni: Fransızca chaos)
[isim]
-
Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu
[mecaz]