SİSTEMATİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SİSTEMATİK harflerini içeren 5 harfli 48 kelime bulunuyor. 5 harfli SİSTEMATİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MİSİS8, ASİST7, ESASİ7, İMSAK7, İSMET7, İSTEM7, İSTİM7, KİMSE7, KASEM7, KASİS7, KESİM7, MİSAK7, MESAİ7, METİS7, MAKSİ7, MASKE7, SİTEM7, SİMİT7, SAKİM7, SEMAİ7, SEKSİ7, TESİS7, TEMAS7, ASTİK6, AKEMİ6, EMTİA6, İTMEK6, İSTEK6, İKAME6, KAMET6, KASTİ6, KASET6, KAİME6, KESİT6, KESAT6, MAKET6, SAKİT6, SETİK6, TESTİ6, TAMİK6, TAKSİ6, TAKİM6, TESİT6, TEKST6, TETİK5, TAKTİ5, TEKİT5, TEATİ5


TETİK


[isim]
  • Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça

    Bir çay bardağını dökmeden içebilmek, tetiği eli titremeden çekebilmek kadar bir itiyat meselesidir. - Mehmet Kaplan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tetiğe basmak (veya dokunmak)
  • tetiği çekmek

[sıfat]
  • Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tetiğini bozmamak
  • tetik bulunmak
  • tetik davranmak
  • tetik durmak
  • tetikte (veya tetik) olmak (veya beklemek veya bulunmak veya durmak)
  • tetik üstünde beklemek

Birleşik Kelimeler: atik tetik, kulağı tetikte


TAKTİ (Kelime Kökeni: Arapça taḳṭīʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Kesme, parçalama
[edebiyat]
  • Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takti etmek


TEKİT (Kelime Kökeni: Arapça teʾkīd)


[isim] [eskimiş]
  • Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma

    Bu sözü, bir alay uydurma vakalarla, kazalarla tekide çalışıyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekit etmek


TEATİ (Kelime Kökeni: Arapça teʿāṭī)


[isim] [eskimiş]
  • Karşılıklı alıp verme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teati etmek

Birleşik Kelimeler: fikir teatisi


ASTİK (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [argo]
  • Pezevenk

AKEMİ


[isim]
  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)


[isim] [eskimiş] [ticaret]
  • Mal

İTMEK


[-i]
  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

[fizik]
  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.


İSTEK


[isim]
  • Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk

    Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu. - Çetin Altan

[dil bilgisi]
  • İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi

    Göreyim, göresin, göre.

[ruh bilimi]
  • Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istek (veya isteğini) uyandırmak
  • istek duymak


İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)


[isim] [eskimiş]
  • Yerine koyma, yerine kullanma
[sıfat]
  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal


KAMET (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Boy, endam

    Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar. - Haldun Taner

[isim] [din bilgisi]
  • Farz olan namazdan önce okunan iç ezan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamet getirmek
  • kameti artırmak


KASTİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣdī)


[sıfat]
  • Bilerek, isteyerek yapılan
[zarf]
  • Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek

KASET (Kelime Kökeni: Fransızca cassette)


[isim]
  • İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu

Birleşik Kelimeler: kasetçalar, manyetik kaset, videokaset


KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)


[isim] [eskimiş]
  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.


KESİT


[isim]
  • Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey

    Ağacın kesiti.

[matematik]
  • Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta

    Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur.

Birleşik Kelimeler: ara kesit, başkesit, öz kesit