Sim ile Biten Kelimeler



SİM ile biten 14 kelime bulunuyor. Sonu SİM olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sim kelimesinin anlamı nedir? Sim ile başlayan kelimeler. İçinde sim olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

MÜTEBESSİM18

8 Harfli Kelimeler

NEVRESİM16

7 Harfli Kelimeler

MERASİM10

6 Harfli Kelimeler

MEVSİM15, TERSİM8, TAKSİM8

5 Harfli Kelimeler

SİM10, CESİM10, KESİM7, NESİM7, RESİM7

4 Harfli Kelimeler

ESİM6, İSİM6

3 Harfli Kelimeler

SİM5


SİM (Kelime Kökeni: Farsça sīm)


[isim] [eskimiş]
  • Gümüş
[sıfat]
  • Gümüş gibi parlayan
[isim] [halk ağzında]
  • İşaret

ESİM


[isim] [halk ağzında]
  • Yelin esişi

İSİM (Kelime Kökeni: Arapça ism)


[isim]
  • Ad (I)
[mecaz]
  • Kişi, insan

    Biz eskidikçe yaşlarımız yirmiden yirmi bire, yirmi birden yirmi ikiye bastıkça yeni yüzler, yeni isimler katılıyor aramıza. - Yusuf Ziya Ortaç

[dil bilgisi]
  • Ad (I)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isim koymak (veya takmak veya koymak)
  • isim yapmak
  • ismi (bile) olmamak
  • ismi çıkmak
  • ismi geçmek
  • ismi gibi bilmek
  • ismi lazım değil
  • ismini bağışlamak
  • ismini cismini almak
  • ismini cismini bilmemek
  • ismini vermek
  • ismi var cismi yok

Birleşik Kelimeler: isim babası, isim cümlesi, isim çekimi, isim durumu, isim gövdesi, isim hakkı, isim hâli, isim kökü, isim tabanı, isim tamlaması, isimden türeme isim, isimden türeme fiil, ismiyle müsemma, birleşik isim, cins isim, fiilden türeme isim, özel isim, somut isim, soyut isim, takma isim, türemiş isim, yalın isim, aile ismi, kod ismi, soy ismi, topluluk ismi


KESİM


[isim]
  • Kesme işi
[tarih]
  • Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
[halk ağzında]
  • Boy bos, endam
[halk ağzında]
  • Pazarlık, anlaşma

Birleşik Kelimeler: kesimevi, kesimhane, ince kesim, özel kesim, yaş kesim, ağrı kesimi, et kesimi, kamu kesimi, söz kesimi, su kesimi


NESİM (Kelime Kökeni: Arapça nesīm)


[isim] [eskimiş]
  • Hafif yel, esinti

    Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek


RESİM (Kelime Kökeni: Arapça resm)


[isim]
  • Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri

    Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç

    Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • resim almak
  • resim çekmek (veya çıkarmak)
  • resim gibi

Birleşik Kelimeler: resim yazı, resmetmek, resmigeçit, resmikabul, baskı resim, cam resim, canlı resim, çıplak resim, çizgi resim, dağlama resim, gölgeli resim, ıstampa resim, kazıma resim, net resim, nevresim, robot resim, saydam resim, temsilî resim, vesikalık resim, yakma resim, atölye resmi, demir resmi, duvar resmi, geçit resmi, işgaliye resmi, kabul resmi, mağara resmi, palamar resmi, tellaliye resmi


TERSİM (Kelime Kökeni: Arapça tersīm)


[isim] [eskimiş]
  • Resmini yapma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tersim etmek


TAKSİM (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīm)


[isim]
  • Parçalara bölme, bölüştürme

    Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu. - Attila İlhan

[eskimiş] [matematik]
  • Bölme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçlama yöntemiyle yaptığı müzik

    Davullar çalarken kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksim etmek

Birleşik Kelimeler: Allah taksimi, kul taksimi


MERASİM (Kelime Kökeni: Arapça merāsim)


[isim]
  • Tören

    Hemen o akşam nişan merasimini yapmaya karar verdik. - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Resmî işlerde yol yöntem, yol yordam

Birleşik Kelimeler: merasim salonu, bayrak merasimi, cenaze merasimi


C


[kimya]
  • Karbon elementinin simgesi

MEVSİM (Kelime Kökeni: Arapça mevsim)


[isim]
  • Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon

    Bütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Yaşamın bir bölümü

    Yaşamın kış mevsimi yaşlılıktır.

Birleşik Kelimeler: ölü mevsim, av mevsimi, avlanma mevsimi, yağmur mevsimi


NEVRESİM (Kelime Kökeni: Farsça nev + Arapça resm)


[isim]
  • Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf

MÜTEBESSİM (Kelime Kökeni: Arapça mutebessim)


[sıfat]
  • Gülümseyen, güleç

    Beraber dolaşıp oynamamıza uzaktan mütebessim bir yüz takınarak itirazsız seyirci kalıyor. - Refik Halit Karay