Silah ile Başlayan Kelimeler



SİLAH ile başlayan 22 kelime bulunuyor. Başında SİLAH olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Silah kelimesinin anlamı nedir? İçinde silah olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

SİLAHLANDIRILMA25

14 Harfli Kelimeler

SİLAHSIZLANMAK25, SİLAHLANDIRMAK23

13 Harfli Kelimeler

SİLAHSIZLANMA24, SİLAHLANDIRMA22

11 Harfli Kelimeler

SİLAHSIZLIK22, SİLAHŞORLUK21, SİLAHLANMAK17

10 Harfli Kelimeler

SİLAHENDAZ20, SİLAHÇILIK20, SİLAHLANMA16, SİLAHLAMAK16

9 Harfli Kelimeler

SİLAHHANE18, SİLAHLAMA15, SİLAHALTI15

8 Harfli Kelimeler

SİLAHSIZ18, SİLAHŞOR17, SİLAHLIK14, SİLAHTAR13

7 Harfli Kelimeler

SİLAHÇI16, SİLAHLI13

5 Harfli Kelimeler

SİLAH10


SİLAH (Kelime Kökeni: Arapça silāḥ)


[isim]
  • Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
[mecaz]
  • Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç
[mecaz]
  • Bir konuda etkili her şey

    Yalnız katlanmamı değil katlanmam gereken şeyi yapması için eline silah vermemi de istiyordu. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silaha davranmak
  • silaha sarılmak
  • silah atmak
  • silah başı etmek
  • silah başına
  • silah çatmak
  • silah çekmek
  • silah patlamak
  • silah silaha girmek

Birleşik Kelimeler: silahaltı, silah arkadaşı, silahhane, ateşli silah, kimyasal silah, konvansiyonel silah, nükleer silah, pompalı silah, lav silahı


SİLAHTAR (Kelime Kökeni: Arapça silāḥ + Farsça -dār)


[isim] [tarih]
  • Osmanlılar döneminde padişah, sadrazam, vezir vb. devlet büyüklerinin silahlarına bakan ve koruyan kimse

Birleşik Kelimeler: silahtar ağa


SİLAHLI


[sıfat]
  • Silahı olan

SİLAHLIK


[isim]
  • Kışlada erlerin silahlarını yerleştirip bıraktıkları yer
[eskimiş]
  • Tabanca, bıçak vb. silahları yerleştirmek için kullanılmış olan, kat kat, enli, meşin kemer

SİLAHLAMA


[-i]
  • Silahlamak işi

SİLAHALTI


[isim] [askerlik]
  • Askerlik görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silahaltına almak
  • silahaltında bulunmak


SİLAHLANMA


[isim]
  • Silahlanmak işi

SİLAHLAMAK


[-i]
  • Silahlandırmak

SİLAHÇI


[isim]
  • Silah yapan veya satan kimse

SİLAHLANMAK


[nesnesiz]
  • Silahlı duruma gelmek

    Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi. - Tarık Dursun K.


SİLAHŞOR (Kelime Kökeni: Arapça silāḥ + Farsça -şor)


[isim]
  • Silah kullanmada usta olan kimse
[mecaz]
  • Bir ideolojiyi bağnaz bir biçimde savunan kimse

SİLAHHANE (Kelime Kökeni: Arapça silāḥ + Farsça ḫāne)


[isim]
  • Silahların saklandığı, korunduğu yer

SİLAHSIZ


[sıfat]
  • Silahı olmayan
[zarf]
  • Silahı olmadan

    Silahsız kaldık, köylüler bize dipçik, üvendire, nacak yetiştirdi. - Aka Gündüz


SİLAHENDAZ (Kelime Kökeni: Arapça silāḥ + Farsça -endāz)


[isim] [eskimiş]
  • Gereğinde karaya çıkarılan, özellikle tüfeklerle donatılmış deniz eri

SİLAHÇILIK


[isim]
  • Silahçı olma durumu