SERTLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



SERTLEŞTİRMEK harflerini içeren 7 harfli 61 kelime bulunuyor. 7 harfli SERTLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İSTEŞME12, KESİŞME12, ERİŞMEK11, EŞLEMEK11, EŞİLMEK11, EŞTİRME11, EKLEŞME11, EKŞİTME11, İTLEŞME11, İŞETMEK11, İŞLETME11, İŞLEMEK11, KEŞLEME11, MEŞELİK11, ŞİKESTE11, ŞEKERİM11, ŞEKERLİ10, ERSEMEK9, ESLEMEK9, ESKİTME9, ESİRMEK9, ESERMEK9, ESRİMEK9, ESTİRME9, ESRİTME9, EKSİLME9, EKSTREM9, İSLEMEK9, İSKEMLE9, İSTETME9, İSTEMEK9, KESİLME9, MESLEKİ9, SERİLME9, SEMERLİ9, SEKİTME9, ERSELİK8, ERİTMEK8, EREKSEL8, ESTETİK8, ETTİRME8, EKLETME8, EKTİRME8, ELETMEK8, İSKELET8, İTELEME8, İLETMEK8, KEMERLİ8, KESTERE8, KERESTE8, MERTLİK8, METELİK8, SERTLİK8, TİTREME8, TESTERE8, TESKERE8, TERSLİK8, TERLEME8, TEKSTİL8, TEKLEME8, TEKERLİ7


TEKERLİ


[sıfat]
  • Tekeri olan, tekerlekli

ERSELİK


[sıfat] [biyoloji]
  • Erdişi

ERİTMEK


[-i]
  • Erimesini sağlamak, erimesine yol açmak

    Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör... - Haldun Taner

[mecaz]
  • Harcayıp tüketmek
[mecaz]
  • Çok üzmek
[mecaz]
  • Zayıflatmak
[mecaz]
  • Yok etmek

EREKSEL


[sıfat]
  • Erek niteliğinde olan

Birleşik Kelimeler: ereksel neden


ESTETİK (Kelime Kökeni: Fransızca esthétique)


[isim]
  • Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat

    Boğaziçi'nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış projeler var. - Haldun Taner

[sıfat]
  • Güzellik duygusu ile ilgili olan
[sıfat]
  • Güzellik duygusuna uygun olan

    Büyük bir kısmında edebî ve estetik bir kültüre delalet eden bir lisan kullanılmıştır. - Asaf Halet Çelebi

[felsefe]
  • Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu, bedii
[sıfat] [tıp]
  • Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan (yöntemler)

    Estetik cerrahi.

Birleşik Kelimeler: estetik cerrahi, yad estetik


ETTİRME


[isim]
  • Ettirmek işi

EKLETME


[isim]
  • Ekletmek işi

Birleşik Kelimeler: yağ ekletme


EKTİRME


[isim]
  • Ektirmek işi

    Bu ektirmeyi yapınca dökülmemiş saçlarınızı da korumuş oluyorsunuz. - Selçuk Erez


ELETMEK


[-i]
  • Eleme işini yaptırmak

İSKELET (Kelime Kökeni: Fransızca squelette)


[isim]
  • İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Bir şeyi oluşturan temel çatı

    Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Bir eserin genel planı

    Bir romanın iskeleti.

[sıfat] [mecaz]
  • Çok zayıf
[sıfat] [mecaz]
  • Kuru, çıplak

    Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskelete dönmek
  • iskelet gibi
  • iskeleti çıkmak

Birleşik Kelimeler: iskelet mobilya, gemi iskeleti


İTELEME


[isim]
  • İtelemek işi

İLETMEK


[-i]
  • Götürmek, ulaştırmak, nakletmek, geçirmek

    Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir. - Salâh Birsel

[fizik]
  • Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere götürmek

KEMERLİ


[sıfat]
  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

[mecaz]
  • Kavisli olan

    Kemerli burun.


KESTERE


[isim]
  • Kitre

KERESTE (Kelime Kökeni: Farsça kerāste)


[isim]
  • Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç

    Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste - Halk türküsü

[mecaz]
  • Kaba saba kimse, kalas

    Gözünü oyarım vallahi kereste! - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: çarliston marka kereste, yarma kereste