SEPTİK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SEPTİK harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli SEPTİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "septik ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Septik olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KESP9, PİST9, PEST9, STEP9, SEPİ9, EPİK8, EKİP8, İPEK8, KİPE8, PİKE8, PEKİ8, TEPİ8, ESKİ5, ESİK5, EKSİ5, KİST5, SİTE5, SEKİ5, ETİK4, ETKİ4, EKTİ4, TİKE4


ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)


[isim]
  • Töre bilimi
[sıfat]
  • Ahlaki, ahlakla ilgili

Birleşik Kelimeler: etik bilimi


ETKİ


[isim]
  • Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir

    Yaşadıklarını yazmanın böylesine bir etki yapabileceğinden hiç haberim yoktu. - Ayla Kutlu

[mecaz]
  • Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim

    Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etki bırakmak
  • etki etmek
  • etkisini göstermek

Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki


EKTİ


[sıfat]
  • Her yiyeceği canı çeken
[isim]
  • Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk
[halk ağzında]
  • Arsız, yüzsüz, görgüsüz
[halk ağzında]
  • Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu)

    Ayol ihtiyarsan ne diye kızın arkasından ekti kuzu gibi dolaşıyorsun? - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ekti püktü


TİKE


[isim] [halk ağzında]
  • Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim

Birleşik Kelimeler: tike kebabı


ESKİ


[sıfat]
  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

[isim]
  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim] [alay yollu]
  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski


ESİK


[isim] [halk ağzında]
  • Çukur yer

EKSİ


[isim] [matematik]
  • Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı
[mecaz]
  • Eksiklik

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç


KİST (Kelime Kökeni: Fransızca kyste)


[isim] [bitki bilimi]
  • Sporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ
[tıp]
  • İçi koloit, yağ vb. sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu 20 mm'den küçük patolojik torba, kitle
[hayvan bilimi]
  • Tek hücrelilerin veya çok hücreli küçük hayvanların uygun olmayan şartlarda veya çoğalma sırasında çevrelerine saldıkları kendilerini korumaya yarayan dayanıklı kapsül

SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)


[isim]
  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
[eskimiş]
  • Şehir
[tarih]
  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet
[bilişim]
  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi


SEKİ


[isim] [halk ağzında]
  • Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
[coğrafya]
  • Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi

[isim]
  • Sekil

EPİK (Kelime Kökeni: Fransızca épique)


[sıfat] [edebiyat]
  • Destansı

EKİP (Kelime Kökeni: Fransızca équipe)


[isim]
  • Takım

    Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: kaza kırım ekibi


İPEK


[isim]
  • İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel

    Hamam takımları hep sırma ve ipek işlemeli imiş. - Salâh Birsel

[sıfat]
  • Bu telden yapılmış

    Altın çizgili, yemyeşil ipek kravatı ne olursa olsun almalıydı. Ceketiyle asorti olacaktı. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ipek gibi

Birleşik Kelimeler: ipek ağacı, ipek baskı, ipek böceği, ipek çiçeği, ipek gülü, ipekhane, ipek matı, suni ipek, taşlanmış ipek, yapay ipek, çamaşır ipeği, Hint ipeği


KİPE (Kelime Kökeni: Almanca Kippe)


[isim] [spor]
  • Hızla bükülen kalçanın sert ve birden gerilişiyle, vücudun yatıştan ayaküstü duruşa veya asılmadan dayanmaya geçmesi

PİKE (Kelime Kökeni: Fransızca piqué)


[isim]
  • Kabartmalı pamuklu kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan

    Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Uçağın yüksekten, hedef üzerine büyük bir açı ile inmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pike yapmak

[isim]
  • İyi ayrılamama sebebiyle un veya irmik içerisinde kalmış olan, gözle görülebilen, iri ve koyu renkli kepek vb. parçacık