SENTAGMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SENTAGMA harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli SENTAGMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GAMA9, ASMA6, ESMA6, MASA6, MEST6, SEMA6, SEMT6, ANAM5, ANMA5, ATMA5, AMAN5, ESNA5, ENAM5, EMAN5, META5, MANA5, NEMA5, NAME5, SAAT5, SANA5, STEN5, SENA5, SENT5, TAAM5, TEMA5, TASA5, NAAT4, TANE4


NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)


[isim]
  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
[bitki bilimi]
  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane


ANAM!


[teklifsiz konuşmada]
  • kadın erkek, büyük küçük herkese karşı kullanılan bir seslenme sözü

    Dur, anam, saçını düzelteyim!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde


ANMA


[isim]
  • Anmak işi, yâd

Birleşik Kelimeler: anma gerilim, anma töreni


ATMA


[isim]
  • Atmak işi

    Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim? - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma


AMAN (Kelime Kökeni: Arapça amān)


[ünlem]
  • Yardım istenildiğini anlatan bir söz

    Aman yakalayın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • amana gelmek
  • aman Allah (veya Allah'ım)
  • aman bulmak
  • aman dedirtmek (veya amana getirmek)
  • aman derim!
  • aman dilemek
  • aman diyene kılıç kalkmaz
  • aman vermek
  • aman vermemek

Birleşik Kelimeler: amanname, aman zaman


ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)


[isim]
  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak


ENAM (Kelime Kökeni: Arapça enām)


[isim] [eskimiş]
  • Yaratılmış bütün canlılar
[isim] [eskimiş] [din bilgisi]
  • İçinde Kur'an'dan bazı ayet ve surelerin bulunduğu dua kitabı

EMAN (Kelime Kökeni: Fransızca éman)


[isim]
  • Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi

META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)


[isim]
  • Mal, ticaret malı
[ticaret]
  • Sermaye

    Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu


MANA (Kelime Kökeni: Arapça maʿnā)


[isim] [dil bilimi]
  • Anlam

    Ne Hak buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mana (veya manası) çıkmak
  • mana çıkarmak
  • manasına gelmek
  • mana vermek
  • manaya gelmek

Birleşik Kelimeler: tam manasıyla


NEMA (Kelime Kökeni: Arapça nemā)


[isim] [eskimiş]
  • Büyüme, gelişme, çoğalma
[ekonomi]
  • Faiz, ürem

NAME (Kelime Kökeni: Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Mektup

    Ertesi sabah tam demir alırken kaptanıderyanın bir namesini aldı. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • name okumak

Birleşik Kelimeler: ahitname, amanname, bahname, beyanname, celpname, davetname, ehliyetname, emirname, falname, fetihname, havalename, ibraname, icazetname, iddianame, ihbarname, ihtarname, istidaname, istifaname, ithafname, ithamname, itimatname, izinname, kanunname, kararname, kefaletname, kıyafetname, menakıpname, muahedename, muahezename, muhabbetname, mukavelename, muvafakatname, müdafaaname, nasihatname, nizamname, pendname, ruhsatname, ruzname, salname, seyahatname, silsilename, siyasetname, şartname, şecerename, şehadetname, şehname, şikâyetname, taahhütname, tabirname, takdirname, talepname, talimatname, talimname, tandırname, tarifname, tasdikname, tavsiyename, taziyetname, telgrafname, temlikname, teşekkürname, vakayiname, vakıfname, vasiyetname, vekâletname, velayetname, zabıtname, zeyilname


SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)


[isim]
  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri


SANA


[zamir]
  • Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
  • sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
  • sana yalan, bana gerçek