SENDİKASIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



SENDİKASIZLIK harflerini içeren 6 harfli 49 kelime bulunuyor. 6 harfli SENDİKASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DALSIZ13, ZINDIK13, DIZLAK12, DENSİZ12, KINSIZ12, KILSIZ12, KASSIZ12, SİZDEN12, SANSIZ12, ANIZLI11, AZIKLI11, ELKIZI11, KIZLIK11, KANSIZ11, SAZLIK11, ALINDI10, DANSLI10, İZANLI10, SANDIK10, SEDALI10, ZEKALI10, ASKILI9, DİNSEL9, DASNİK9, ESASLI9, İNDEKS9, KILADE9, KASİDE9, KASSIL9, KAZEİN9, SIKLIK9, SIKKIN9, SENDİK9, ANILIK8, KİLDAN8, KANDİL8, KINALI8, LİSANS8, SALİSE8, SAKLIK8, SESLİK8, SEKANS8, AKSİNE7, AKSEKİ7, ALEKSİ7, KLASİK7, KESKİN7, NEKAİS7, SELİKA7


AKSİNE


[zarf]
  • Tersine

    Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. - Necati Cumalı


AKSEKİ


[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

ALEKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca alexie)


[isim] [tıp]
  • Okuma yitimi

KLASİK (Kelime Kökeni: Fransızca classique)


[isim]
  • Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser

    Yunan klasikleri. Fransız klasikleri.


KESKİN


[sıfat]
  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]
  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]
  • Hassas
[mecaz]
  • Dikkatli
[argo]
  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]
  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

NEKAİS (Kelime Kökeni: Arapça neḳāʾiṣ)


[eskimiş]
  • Eksiklikler, noksanlıklar

SELİKA (Kelime Kökeni: Arapça selīḳa)


[isim] [eskimiş]
  • Güzel söyleme ve yazma yeteneği

ANILIK


[isim]
  • İçine hatıraların yazıldığı defter, hatıra defteri
[sıfat]
  • Anı özelliği taşıyan

KİLDAN (Kelime Kökeni: Farsça gildān)


[isim] [eskimiş]
  • İçine sabun, lif, kese, kına, kil konan bakırdan yapılmış kap

KANDİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳindīl)


[isim]
  • İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı

    Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. - Ömer Seyfettin

[argo]
  • Çok sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kandilin yağı tükenmek

Birleşik Kelimeler: kandil çiçeği, kandil çöreği, kandil gecesi, kandil günü, kandil simidi, kandil yağı, gök kandil, kör kandil, top kandil, Berat Kandili, idare kandili, meryemanakandili, Mevlit Kandili, Miraç Kandili, Regaip Kandili


KINALI


[sıfat]
  • Kına ile boyanmış olan
[isim]
  • Yapıncak(II)

Birleşik Kelimeler: kınalı bamya, kınalı keklik, kınalı kuzu, kınalı yapıncak, geçmişi kınalı, ölüsü kınalı


LİSANS (Kelime Kökeni: Fransızca licence)


[isim]
  • Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi

    Doktora veya lisanslarını hazırladıkları sırada maişet parasını büro ve otel garsonluğu yapmakla çıkarıyorlardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[hukuk]
  • Bir malı yabancı firma adına üretme izni
[spor]
  • Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı
[ticaret]
  • Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni

    İthal lisansı. İhraç lisansı.

Birleşik Kelimeler: lisans sözleşmesi, ön lisans, yüksek lisans


SALİSE (Kelime Kökeni: Arapça s̱ālis̱e)


[isim]
  • Saniyenin altmışta biri olan zaman birimi

SAKLIK


[isim]
  • Uyanıklık

SESLİK


[isim]
  • Her tür sesli belgenin saklandığı yer