SEFİHANE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SEFİHANE harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli SEFİHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAFİ14, AFİS11, ESEF11, SAFİ11, SEFA11, ANİF10, FANİ10, FENA10, İFNA10, NAFİ10, NAİF10, SAHİ9, SAHN9, HAİN8, HANE8, HANİ8, İNHA8, ESİN5, ESEN5, ESNA5, ENSE5, NESİ5, NİSA5, SİNE5, SENA5, SENE5, İANE4


İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)


[isim] [eskimiş]
  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal


ESİN


[isim]
  • Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham

    Bir roman, bir müzik parçası için esin kaynağı olabilir. - Adalet Ağaoğlu

[halk ağzında]
  • Sabah yeli

ESEN


[sıfat]
  • Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esen kalmak

Birleşik Kelimeler: sağ esen


ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)


[isim]
  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak


ENSE


[isim] [anatomi]
  • Boynun arkası

    Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ense kulak yerinde olmak
  • ensesinde boza pişirmek
  • ensesine binmek
  • ensesine yapışmak
  • ense yapmak
  • enseyi karartmak

Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense


NESİ


[zamir]
  • Akrabası mı, yakını mı?

    Ali, Ahmet'in nesidir?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesi var
  • nesi var nesi yok


NİSA (Kelime Kökeni: Arapça nisā)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın

SİNE (Kelime Kökeni: Farsça sīne)


[isim]
  • Göğüs
[mecaz]
  • Gönül, yürek

    Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar - Karacaoğlan

[mecaz]
  • Bağır, iç

    Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sineye çekmek

Birleşik Kelimeler: sineyimillet


SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)


[isim] [eskimiş]
  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena


SENE (Kelime Kökeni: Arapça sene)


[isim]
  • Yıl

    Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: seneidevriye, seneikebise, sittinsene, yeni sene


HAİN (Kelime Kökeni: Arapça ḫāʾin)


[sıfat]
  • Hıyanet eden (kimse)

    Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler. - Tarık Buğra

[ünlem]
  • Sitemli bir seslenme sözü

    Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?

Birleşik Kelimeler: vatan haini


HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)


[isim]
  • Ev, konut
[matematik]
  • Basamak
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri

Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi


HANİ


[zarf]
  • `Nerede, ne oldu, nerede kaldı` anlamlarında kullanılan bir söz

    Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede? - Ziya Gökalp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hanidir
  • hani ya
  • hani yok mu

[isim] [hayvan bilimi]
  • Hanigillerden, Akdeniz'de yaşayan, alaca kırmızı renkli, beyaz etli, orta büyüklükte bir balık (Serranus cabrilla)

Birleşik Kelimeler: sarıhani, yazılı hani, kaya hanisi

[isim]
  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

İNHA (Kelime Kökeni: Arapça inhāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Resmî bir göreve atama veya bir üst aşama için yazılan yazı

    Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ve özel herhangi bir işle görevlendirilemez. - Anayasa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inha etmek


SAHİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥīḥ)


[zarf]
  • Gerçekten, gerçek olarak

    Sahi dedikleri kadar güzelmiş! Siz onu görmediniz mi sahi!