Se ile Biten Kelimeler



SE ile biten 71 kelime bulunuyor. Sonu SE olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Se kelimesinin anlamı nedir? Se ile başlayan kelimeler. İçinde se olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

SANAYİİNEFİSE23

12 Harfli Kelimeler

TALAKISELASE15

11 Harfli Kelimeler

SENEİKEBİSE15

9 Harfli Kelimeler

MÜSTEHASE18, BAŞKİLİSE15, NEREDEYSE14

8 Harfli Kelimeler

SÜBVANSE20, MÜBAHASE18, HANDİYSE17, CİHARISE17, LESEPASE14, MÜESSESE14, KAŞKORSE13, MUKAYESE13, MÜMARESE13

7 Harfli Kelimeler

VESVESE21, ÖYLEYSE18, PENCÜSE17, MEĞERSE16, DEPLASE14, FİNANSE14, HENDESE14, VELENSE14, MEDRESE11, NEDENSE10, KRETASE8, RAKKASE8

6 Harfli Kelimeler

ŞEŞÜSE15, HADİSE13, VERESE13, PERESE11, DESİSE10, ELBİSE9, LAMİSE8, SALİSE8, KİLİSE7

5 Harfli Kelimeler

JARSE15, CÜSSE12, HİSSE11, HAMSE11, HASSE11, GLASE10, PLASE10, PRESE10, PENSE10, ŞEMSE10, DORSE9, SÜKSE9, CELSE9, ADESE8, DİKSE8, NEYSE8, EKOSE7, KORSE7, KİMSE7, NEMSE7
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

SE11, ÖKSE11, APSE9, DÜSE9, ŞOSE9, BUSE8, ÇİSE8, ŞASE8, AKSE5, ENSE5, KASE5, KESE5, LİSE5

2 Harfli Kelimeler

SE3


SE


[isim]
  • Üç

Birleşik Kelimeler: ciharıse

[kimya]
  • Selenyum elementinin simgesi

AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)


[isim] [tıp]
  • Hastalık nöbeti, kriz

Birleşik Kelimeler: kalp aksesi


ENSE


[isim] [anatomi]
  • Boynun arkası

    Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ense kulak yerinde olmak
  • ensesinde boza pişirmek
  • ensesine binmek
  • ensesine yapışmak
  • ense yapmak
  • enseyi karartmak

Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense


KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)


[isim]
  • Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak

    Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: kâseifağfur


KESE (Kelime Kökeni: Farsça kīse)


[isim]
  • Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[sıfat]
  • Bu küçük torba miktarında olan

    Üç kese tütün.

[mecaz]
  • Bir kimsenin mal varlığı

    Bu sadeleşme, vücut ve keseye daha elverişli idi. - Falih Rıfkı Atay

[anatomi]
  • Organizmanın bazı boşlukları
[bitki bilimi]
  • Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
[tarih]
  • Beş yüz kuruşluk para birimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keseden yemek
  • kesenin ağzını açmak
  • kesenin dibi görünmek
  • kesenize bereket
  • kesesi elvermemek
  • kesesine bir şey girmek
  • kesesine göre
  • kesesine güvenmek
  • kesesini doldurmak
  • keseye danış, pazarlığa sonra giriş
  • keseye davranmak

Birleşik Kelimeler: kese çiçeği, kese kâğıdı, kese yoğurdu, bol keseden, döl kesesi, göz kesesi, hamam kesesi, hava kesesi, idrar kesesi, işitme kesesi, öd kesesi, reçine kesesi, safra kesesi, spor kesesi, su kesesi, yağ kesesi, yüzme kesesi

[sıfat] [halk ağzında]
  • Kısa, kestirme (yol)

LİSE (Kelime Kökeni: Fransızca lycée)


[isim]
  • Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az dört yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

    İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum. - İnci Aral

[eskimiş]
  • Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

Birleşik Kelimeler: açık lise, süper lise, teknik lise


KİLİSE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [din bilgisi]
  • Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer

    Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilise direği gibi

Birleşik Kelimeler: kilise çanı, kilise hukuku, başkilise


EKOSE (Kelime Kökeni: Fransızca écossais)


[sıfat]
  • Çeşitli renk ve büyüklükteki karelerden oluşan (desen veya kumaş)

    Kendi tüyleri ile hiç asorti olmayan ekose bir yelek giymiş. - Haldun Taner


KORSE (Kelime Kökeni: Fransızca corset)


[isim]
  • İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi

KİMSE


[zamir]
  • Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi

    Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimse bilmez, kim kazana kim yiye
  • kimseden kimseye hayır yok (veya gelmez)
  • kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
  • kimse kimsenin çukurunu doldurmaz
  • kimsenin ahı kimsede kalmaz
  • kimse yoğurdum ekşi demez

Birleşik Kelimeler: hiç kimse


NEMSE


[isim] [tarih]
  • Nemçe

KRETASE (Kelime Kökeni: Fransızca crétacé)


[isim] [jeoloji]
  • Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi

RAKKASE (Kelime Kökeni: Arapça raḳḳāṣe)


[isim] [eskimiş]
  • Raksı meslek edinmiş kadın

    Gezegenlerin hareketleri nasıl kati bir nizam içinde cereyan ederse rakkaselerinki de öyledir. - Mehmet Kaplan


LAMİSE (Kelime Kökeni: Arapça lāmise)


[isim] [eskimiş] [biyoloji]
  • Dokunum
[hayvan bilimi]
  • Duyarga

SALİSE (Kelime Kökeni: Arapça s̱ālis̱e)


[isim]
  • Saniyenin altmışta biri olan zaman birimi