SAĞMA ile Oluşan Kelimeler (SAĞMA Kelime Türetme)



SAĞMA harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. SAĞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sağma kelimesinin anlamı nedir? Sağma ile başlayan kelimeler. Sağma ile biten kelimeler. İçinde sağma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SAĞMA14

4 Harfli Kelimeler

AĞMA12, ASMA6, MASA6

3 Harfli Kelimeler

SAĞ11, AĞA10, MAS5, SAM5, ASA4, AMA4

2 Harfli Kelimeler

9, AS3, AM3, MA3


AS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kakım
[isim]
  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
[sıfat]
  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]
  • Arsenik elementinin simgesi

AM


[isim] [kaba konuşmada]
  • Dişilik organı
[kimya]
  • Amerikyum elementinin simgesi

ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)


[isim]
  • Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
[eskimiş]
  • İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa

Birleşik Kelimeler: mareşallik asası


ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)


[sıfat]
  • Görme engelli
[bağlaç]
  • Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin

    Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ama ne
  • aması maması yok!
  • aması var


MAS (Kelime Kökeni: Arapça maṣṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Emme, emerek içine çekme, soğurma

Birleşik Kelimeler: massetmek


SAM (Kelime Kökeni: Arapça sāmm)


[isim]
  • Sam yeli

Birleşik Kelimeler: sam yeli

[isim]
  • Rus yapısı, karadan havaya güdümlü silah

ASMA


[isim]
  • Asmak işi
[sıfat]
  • Asılmış, asılı

    Öksüz, odanın ortasına kurulu çarşaftan bozma asma salıncağın içinde uyuyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: asma bahçe, asma kat, asma kilit, asma köprü, asma merdiven, asma tavan

[isim] [bitki bilimi]
  • Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler

Birleşik Kelimeler: asma bıyığı, asma biti, asma kabağı, asma yaprağı, akasma, karaasma, sarıasma, Frenk asması, meryemana asması, üzüm asması, yaban asması


MASA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya

    Arkasındaki masada biri gözlüklü iki adam vardı. - Yusuf Atılgan

[coğrafya]
  • Düz duruşlu yer, düzlek yapı
[spor]
  • İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • masaya oturmak
  • masaya yatırmak

Birleşik Kelimeler: masabaşı, masa örtüsü, masa saati, masa takvimi, masa tenisi, masa topu, masaüstü, yuvarlak masa toplantısı, ameliyat masası, bilardo masası, bilgisayar masası, buzul masası, daktilo masası, fiskos masası, içki masası, iflas masası, infaz masası, kriz masası, orta masası, oyun masası, peri masası, pinpon masası, reji masası, şeytanmasası, teşrih masası, tuvalet masası, ütü masası, yazı masası, yemek masası



[isim]
  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

[mecaz]
  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]
  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
[spor]
  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]
  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

AĞA


[isim]
  • Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse

    Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet

[sıfat] [mecaz]
  • Cömert, eli açık
[halk ağzında]
  • Koca
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san

    Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağa borç eder, uşak harç
  • ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
  • ağanın eli tutulmaz
  • ağanın gözü ata tımardır
  • ağanın gözü öküzü semiz eder
  • ağanın gözü, yiğidin sözü
  • ağanın malı çıkar, uşağın canı

Birleşik Kelimeler: ağababa, ağabey, ağa kapısı, ağa yamağı, ak ağa, hacıağa, hıyarağa, iç ağa, silahtar ağa, acemi ağası, alkış ağası, çarşı ağası, eyyam ağası, hadım ağası, harem ağası, hıyarağası, kahve ağası, kantar ağası, kapı ağası, kızlar ağası, kolağası, köy ağası, tatar ağası, yalı ağası, yeniçeri ağası


SAĞ


[sıfat]
  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı

    Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Bu taraftaki yön

    Sağa dönmek. Sağdan yürümek.

[isim] [spor]
  • Boksta sağ yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağa kaymak
  • sağa sola
  • sağa sola bakmadan
  • sağdan geri dönmek (veya etmek)
  • sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
  • sağ eliyle sol kulağını göstermek
  • sağ gösterip sol vurmak
  • sağ gözünü sol gözünden sakınmak
  • sağını solunu bilmemek
  • sağı solu (belli) olmamak
  • sağ yapmak

Birleşik Kelimeler: sağ açık, sağ bek, sağ çıkarma, sağ eğilimli, sağ haf, sağ iç, sağ kanat, sağkol, sağ kol, sağ şerit, ortanın sağı

[sıfat]
  • Sağlam, esen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağ kalmak
  • sağ ol
  • sağ olsun

Birleşik Kelimeler: sağbeğeni, sağduyu, sağ esen, sağgörü, sağistem, sağ para, sağ salim, sağ selamet, sağtöre, sağyağ


AĞMA


[isim]
  • Ağmak işi
[gök bilimi]
  • Akan yıldız

SAĞMA


[isim]
  • Sağmak işi

    Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. - Halide Edip Adıvar